Bigalı muhtardan azalara teşekkür yemeği Bigalı muhtardan azalara teşekkür yemeği
Türk Metal ile MESS (Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası) arasındaki toplu iş sözleşmesi müzakereleri sonuçsuz kalınca Şube Başkanı Osman Akkurt Türk Metal Sendikası İşçi Lokalimin önünde bir basın açıklaması düzenledi.
Akkurt sert bir şekilde MESS’yi eleştirirken, Metal işçilerine de sahip çıktı.


Türk Metal Sendikası Biga 1 nolu Şube Başkanı Osman Akkurt basın açıklaması;
Değerli Emek Dostları.. Yiğit metal işçileri gece gündüz demeden çalışan, işine, ekmeğine, işyerine namusu gibi sahip çıkan, Türk Metal üyesi kardeşlerim. Hepinizi sendikamız Türk Metal adına saygıyla selamlıyoruz.
Bildiğiniz gibi, Türk Metal'le MESS arasındaki toplu iş sözleşmesi müzakereleri, 7 Ekim 2019 tarihinde resmen başladı. Ancak bizim hazırlıklarımız, bu tarihten çok önce başlamıştı.
Çünkü bu sözleşmenin, üyemiz açısından hayati önem taşıdığını biliyorduk. Bunun için, her şeyden önce, “üyemiz ne istiyor, ne bekliyor” bunu tespit ettik. İki ayrı anket düzenledik. O anketlerden elde ettiğimiz sonuçları, bilimsel veriler ve hayatın gerçekleriyle harmanladık. Günlerce ara vermeden çalıştık. Sonunda ortaya çıkan çalışmayı, üyemizin onayına sunduk.
Üyelerimiz, temsilcileri aracılığı ile yani MESS'e verilen ve üyemizin namusu gibi sahip çıktığı bu taslak aslında kendi taslağıdır. O taslak, bizim de onurumuzdur, Türk Metal'e emanettir, o yüzden herkes bilsin ki; Biz o emanete halel getirmeyiz. Bu yolda kimseye boyun eğmeyiz, kimseye eyvallah demeyiz. El ele kol kola omuz omuza... Bir ve beraber olacağız.
Ne ezilen ne de ezen olacağız, kavgamız insanca bir yaşam için ekmek kavgasıdır. Ancak bütün iyi niyetimize ve çabamıza rağmen, MESS'le uzlaşamadık.Müzakerelerin 5. oturumunda uyuşmazlık zaptı tuttuk ve masadan kalktık. Oysa biz, Türk Metal olarak, gerçekten de üzerinde uzlaşılabilecek bir taslak vermiş, masaya da uzlaşmak için oturmuştuk.
Ancak muhatabımızdan aynı yaklaşımı göremedik. Biz, yeni hakları konuşalım derken,
Onlar kazanılmış haklarımıza göz diktiler. Biz, çağdaş çalışma koşulları derken onlar, esnek çalışma, kıstalyem, denkleştirme gibi çağdışı uygulamaları dayattılar. Biz alın terimizin karşılığı deyince de onlar size enflasyon kadar zam yeter dediler. Bu bizim için sözün bittiği yerdi. Tutanağı tuttuk, masadan kalktık. İşte ondan sonra uzlaşma yoksa mücadele var diyerek
Türk Metal'in örgütlü olduğu fabrikalardan sesler yükseldi. O sesler hakkını arayan işçinin,
alın terinin karşılığını isteyen emekçinin, enflasyon dayatmasına hayır diyen Türk Metalcinin sesidir. Buradan bir kez daha ilan ediyoruz; Türk Metal olarak, üyemizin hayır dediği hiçbir şeyi kabul etmeyeceğiz. Tamam diyene kadar mücadele edeceğiz. Tamam diyene kadar direneceğiz. Direne direne kazanacağız. Kıymetli emek dostları, işverenin ezberinde enflasyon kadar zam, dilinde kriz sözcüğü var. Sürekli olarak kriz var, bunalım var, zor günlerden geçiyoruz diyorlar. Biz de diyoruz ki; Beyler sabredin, sizin için bu günler geçicidir. Zor günler sizin için geçicidir ama bizim süreklidir. İşçinin, emekçinin her günü zordur, güçlük içindedir. İşçi her daim krizdedir. Sizin kriziniz geçici, bizimki süreklidir.
Ama biliyoruz ki; bu bizim kaderimiz değildir.
Bakın; İki yıl önce yüzyılın Sözleşmesi’ni imzalayınca, hepimizin yüzü güldü. Fabrikalarda tek bir olay, tek bir sıkıntı, tek bir protesto olmadı. Çarklar döndü, bacalar tüttü. Bütün Türkiye'nin yüzü güldü. İşte onun için çaresiz değiliz diyoruz. Çünkü çare biziz. Çare iyi bir sözleşmedir. Üyemizin taslağını hayata geçirmektir. Bunun için yola çıktık. Bunun için yemin ettik. Zafere ulaşmadan dönmeyeceğiz. Zafer bizim olacak. Zafer sendikasına inanan Türk Metalcinin olacak.
Kıymetli emek dostları; Yiğit metal işçileri, yüzyılın Sözleşmesi sadece Türk Metal üyesi için değil, bütün işçi sınıfı için bir milat olmuştur. O sözleşmeyle, standartları yukarıya çıkardık.
İşçiyi, emekçiyi layık olduğu koşullara taşıdık. Şimdi kimse bizden bu koşullardan ödün vermemizi beklemesin.O koşullar, işçi sınıfı için bir lüks değil, anasının ak sütü gibi helaldir.
Her biri için mücadele ettiğimiz, bedel ödediğimiz kazanılmış haklar, bizim için vazgeçilmezdir. Bir tekinden bile vazgeçmeyiz. Bizim hayatımızı cehenneme çevirecek uygulamalara...Esnek çalışmaya... Kıstalyeme...Denkleştirmeye...Telafi çalışmasına... Deneme süresinin uzatılmasına asla ve asla izin vermeyiz. Kazanılmış haklarımızdan asla ve asla vazgeçmeyiz. Vazgeçen namerttir. Buradan MESS yönetimine de seslenmek istiyoruz:
Üretim rekoru kırınca övdüğünüz, kalite ödülü alınca sırtını sıvazladığınız, kar rekoru kırdırınca gurur duyduğunuz Türk Metalcileri, sıra zamma gelince görmez oldunuz.
Fabrikalarınızda duyduğunuz o protesto sesleri işte bunun içindir. Görmezden gelenlere,
var olduklarını göstermek içindir. Duymazdan gelenlere, seslerini duyurmak içindir.
Umarız, onları görmüş, duymuş ve haklarını teslim etmeye karar vermişsinizdir.
Yoksa bilin ki; biz kararlıyız. Yüzyılın Sözleşmesi'yle çıktığımız zirveden inmemeye,
kazanılmış haklarımızı korumaya, insanca yaşamaya yetecek kadar bir zam almaya kararlıyız.
Bunun için sonuna kadar mücadele etmeye de, gerekirse bedel ödemeye de kararlıyız. Bunun için direneceğiz, direneceğiz, direneceğiz. Direne direne kazanacağız.
Yiğit metal işçileri, değerli Türk Metalciler sürecin kritik bir aşamasına giriyoruz. Bundan sonra hangi yolu izleyeceğimize, yine sizlerle birlikte karar vereceğiz.
Bunun için, 24 Aralık'ta Genişletilmiş Temsilciler Meclisimizi topluyoruz. Ankara'daki bu toplantıya, MESS kapsamındaki bütün temsilcilerimiz katılacak. Bundan sonra izleyeceğimiz yol haritamıza orada karar vereceğiz. Harekât planımızı orada belirleyeceğiz. Ancak şimdiden hazır olun: eyleme, direnişe hazır olun. Birliğimizi, diriliğimizi, beraberliğimizi, Türk Metal'in gücünü göstermeye hazır olun. Bizim başka bir güce ihtiyacımız yok. Biz Türk Metal olursak, Bilin ki zafere ulaşırız. Biz eminiz: Zafer bizim olacak. Zafer direnen emekçinin,
direnen Türk Metalcinin olacak,
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Mehmet Özdeş

Editör: Haber Merkezi