Çanakkale Troya Müzesi'nde sergilenen Roma Dönemi'ne ait Orpheus Heykeli, Trakyalı Ozan'ın efsanevi hikayesini günümüze taşıyor.
Çanakkale'nin Biga ilçesindeki Parion Antik Kenti kazılarında gün yüzüne çıkarılan ve Envanter Numarası 8681 ile Troya Müzesi'nde korunan Roma Dönemi'ne ait Orpheus Heykeli, ziyaretçilerini mitolojinin derinliklerine götürüyor. Beyaz mermerden yapılmış olan heykel, müzenin 2. kat teşhirinde sergileniyor.
Müzikle Kayaları Bile Etkileyen Ozan
Eser, klasik mitolojinin en etkileyici figürlerinden biri olan Trakyalı Ozan Orpheus'u tasvir ediyor. Ne yazık ki, karın kısmından üst tarafı kırık ve eksik olan heykel, Orpheus'un bir kaya veya destek üzerine oturmuş, sırtını dikdörtgen prizması şeklindeki bir desteğe dayamış yarı çıplak bedeninin belden alt kısmını gösteriyor.
Heykelin en dikkat çekici detayları, sandaletli ayaklarının altındaki kayalık ve çevresine yüksek kabartma şeklinde işlenmiş irili ufaklı domuz, köpek ve benzeri hayvan figürleridir. Bu figürler, Orpheus'un müziğiyle sadece canlıları değil, hayvanları ve cansız varlıkları bile etkisi altına alabilme gücüne sahip olduğu yönündeki efsaneye gönderme yapıyor.
Ölüler Ülkesi'ne Giden Aşık
Orpheus, müziğiyle tüm canlıları büyülemesinin yanı sıra, ağaç perisi olan karısı Eurydice'e duyduğu büyük aşkla da tanınır. Mitolojideki en bilinen hikayesi, karısı Eurydice'in ölümünden sonra, yas ezgileriyle Hades ve Persephone'yi ikna ederek onu Ölüler Ülkesi'nden geri getirmeye çalışmasıdır.
Orpheus'un bu efsanevi sahneleri; Ölüler Ülkesi'nden çıkışı, tanrı Dionysos'un takipçileri tarafından öldürülmesi ve lirini çalarken etrafına topladığı hayvan figürleri, tarih boyunca pek çok sanat eserine ilham kaynağı olmuştur. Troya Müzesi'ndeki bu heykel de, mitolojinin bu unutulmaz karakterinin sanatsal bir ifadesi olarak önemini koruyor.