Gündem

Biga’da Cumhuriyet’in kültür kalbi nasıl sağlık ocağı oldu?

Biga, bir zamanlar Türkiye'nin en büyük Halkevleri'nden birine ev sahipliği yapıyordu.

Abone Ol

Biga, bir zamanlar Türkiye'nin en büyük Halkevleri'nden birine ev sahipliği yapıyordu. Bugün 70. Yıl Sağlık Ocağı olarak hizmet veren o görkemli yapı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında halkı bilinçlendirme, eğitme ve kültürel yaşamı güçlendirme misyonuyla inşa edilmişti.

1939: Kültür ve Eğitimin Merkezi

Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli toplumsal projelerinden biri olan Halkevleri, Biga'da derin bir ihtiyaca cevap vermek üzere kuruldu. Özellikle Anzavur İsyanı'nın yarattığı toplumsal boşluğu doldurmak ve halkı ortak bir bilinç etrafında birleştirmek amacıyla 1939 yılında inşa edilen Biga Halkevi, kısa sürede bölgenin kültürel kalbi oldu.

Bina sadece bir yapı olmaktan öte, tam anlamıyla bir yaşam merkeziydi:
• Geniş bir kütüphane ile okuma kültürü destekleniyordu.
• Halk dershaneleri ve çeşitli kurslar ile eğitim her yaştan vatandaşa ulaşıyordu.
• Sanat faaliyetleri, tiyatro ve sosyal etkinliklerle kültürel yaşam canlanıyordu.
• Hatta Halkevi bünyesinde kurulan bisiklet takımı, Türkiye genelinde dereceler kazanarak Biga'nın adını duyurdu.

1950'de Kapanış ve Büyük Kayıp

Ne var ki, bu aydınlanma projesi 1950 yılında alınan kararla sona erdi. Halkevleri'nin kapatılması, Biga için büyük bir kültürel kayıp anlamına geliyordu. Kapatılma sürecinde yaşananlar ise hafızalara kazındı:
• Halkevi'nin en değerli varlığı olan kitaplar, iddialara göre at arabalarıyla taşınarak yok edildi.
• Cumhuriyet'in kurucularına ait Atatürk ve İsmet İnönü maskları yerlerinden sökülerek binanın belleği silinmeye çalışıldı.

Deprem Sonrası Yeni Görev: Sağlık Ocağı

Halkevleri'nin kapatılmasının ardından boş kalan bina, kaderini değiştiren bir olayla karşılaştı. 1953 depreminden sonra yapı, önemli bir ihtiyacı karşılamak üzere hastaneye dönüştürüldü.

Bugün, o büyük kütüphanenin ve sanat sahnesinin yerinde, vatandaşlara sağlık hizmeti sunan 70. Yıl Sağlık Ocağı bulunuyor.
Biga Halkevi, bir binanın ötesinde, Cumhuriyet'in halka uzanan eli, eğitim ve kültürün kalbiydi. Bugün bize düşen, geçmişin bu değerli mirasını hatırlamak ve gelecek nesillere aktarmak olmalı.