Gündem

ÇOMÜ’den Sındırgı Depremine İlişkin Değerlendirme

ÇOMÜ akademisyenleri Sındırgı merkezli depremi değerlendirdi.

Abone Ol

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deprem Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tolga Bekler, merkez üssü Balıkesir'in Sındırgı ilçesi olan 6,1 büyüklüğündeki depreme ilişkin, bu bölgenin aktif tektonizması içerisinde bu tür depremleri üretebilecek çok sayıda fayın yer aldığını belirterek, Sındırgı merkezli depreminin de Simav fayının kuzeybatı ucunda meydana gelen bir deprem olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Bekler, merkez üssü Balıkesir'in Sındırgı ilçesi olan 6,1 büyüklüğündeki depreme ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin hafif ve orta hasar yapabilecek niteliklere sahip bir deprem olduğunu söyledi.

Depremin seyrine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Bekler, "Bu bölgenin aktif tektonizması içerisinde bu tür depremleri üretebilecek çok sayıda fay var. Bugün meydana gelen Sındırgı depremi de Simav fayının kuzeybatı ucunda meydana gelen bir deprem." dedi.

Yerleşim alanlarının özellikle alüvyon diye tabir edilen gevşek zeminlerde olmasından dolayı depremin, çevre illerde ve hatta 200-300 kilometrekarelik bir alan içinde çok sayıda vatandaşın hissetmesine sebep olduğunu ifade eden Bekler, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla benzer bir tür olmasa da bu depremin ölçeğinin altında en fazla 5'e kadar deprem oluşma ihtimali kuramsal bilgilerden yola çıkarak söylememiz mümkün. Ancak şu anda artçı depremlerin büyüklüklerinin belli bir oranda azaldığını görüyoruz. Önümüzdeki birkaç gün içinde de normal geri hareketine, seyrine dönecektir diye düşünüyorum. Bu tür büyüklükteki depremlerin kırsal alanlarda betonarme yapı olmayıp da mühendislik hizmetini az almış yerlerde hasar yapma ihtimali var."

- "Sürpriz olmayan bir depremdir"

ÇOMÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden, depremin Sındırgı'dan başlayan güneydoğuya doğru uzanan Simav fayının en kuzeybatı ucunu temsil ettiğini hatırlattı.

Bu depremin Ege genişleme rejimi içinde yer alan Simav fayı üzerinde, yani bir normal fay üzerinde meydana geldiğini dile getiren Prof. Dr. Özden, şu bilgileri verdi:

"Bu normal fay, kuzey bloğu çöken bir normal faydır. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu genişleme rejimini temsil etmektedir. Daha önce bu bölgede yakın zamanda Simav'da 5,9 büyüklüğünde, biraz daha eskiye gidersek bu fay üzerinde daha güneydoğuda 1970 yılında 7 büyüklüğünde deprem meydana gelmiştir.

Aslında sürpriz olmayan bir depremdir çünkü 2011 yılında Simav'da meydana gelen depremden sonra bu bölgede etkinlik tam anlamıyla durmamıştı. Artçı depremler şeklinde devam ediyordu. Son bir hafta, 10 gün içinde de AFAD ve Kandilli kayıtlarının içinde 2 ve 3'lük depremlerin sayısının arttığını görüyoruz. Dolayısıyla bu bölge için ve bu fay sistemi için normal olabilecek bir deprem."

Bu fay üzerinde, bahsettiği bu 3 tarihte meydana gelen depremlerden sonra daha büyük bir deprem olacağını düşünmediğini ifade eden Özden, "Ama 6 büyüklüğündeki depremler yer kabuğundaki kırılmayı göstermiyor tam anlamıyla. 6'dan büyük depremlerde yer kabuğunda kırılmayı görüyoruz. Fayın hareketini, yer değiştirme miktarını görebiliyoruz ve bunun stresi açığa çıkardığını söylüyoruz. 6,1 kritik bir büyüklük ama fay üzerinde biriken stresin tamamını açığa çıkarmamıştır. Bu yer değiştirme ne kadardır hesaplanabilir. Aynı Kuzey Anadolu fayının, Marmara Denizi içindeki 6,2 büyüklüğündeki deprem gibi düşünün. Orada da 30 santimetrelik yer değiştirme oluşturdu. Burada da belki 5-10 santimetrelik düşey yer değiştirme olmuş olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Batı Anadolu'nun zemin yapısının iyi olmadığına dikkati çeken Özden, çoğu yerleşim birimlerinin altından hem fay geçtiğini hem de alüvyon zeminlerin yer aldığını, bu nedenle hasar görebilirliğin yüksek olduğunu aktardı.