Ekonomi

Hyundai, Türkiye'de ikinci marka olacak

Hyundai Motor Türkiye Satış, Pazarlama ve Satış Sonrası Genel Müdürü Murat Berkel, yılın ikinci yarısında İzmit fabrikalarında üretecekleri ilk elektrikli modelin markaları adına adeta bir dönüm noktası olacağını belirtti.

Abone Ol

Hyundai Motor Türkiye Satış, Pazarlama ve Satış Sonrası Genel Müdürü Murat Berkel, yılın ikinci yarısında İzmit fabrikalarında üretecekleri ilk elektrikli modelin markaları adına adeta bir dönüm noktası olacağını belirtti.

Murat Berkel, 2025 yılına ilişkin değerlendirmelerini ve 2026 öngörülerini AA muhabiri ile paylaştı.

Berkel, otomotiv sektörü adına 2025'in üretim, iç pazar satışları ve ihracat adına olumlu geçtiğini, pazarın yılı 1 milyon 350 bin adet seviyesinde kapatacağını öngördüğünü ve bu rakamın tüm zamanların en yüksek satış adedi olacağını söyledi.

2025'in ilk iki ayı hariç pazarda her ay 100 bin adedin üzerinde araç satıldığına dikkati çeken Berkel, aylık olarak 100 bin adet üzerinde gerçekleşen satış performansının aynı zamanda Türkiye pazarının gelecekte yukarı yönlü bir satış trendi göstereceğine işaret ettiğini vurguladı.

Berkel, Türkiye'nin potansiyelinin bundan daha fazla olduğunu kaydederek, "Bugün yaklaşık Türkiye'de son verilere göre 1000 kişiden 200 kişiye bir araç düşerken bu rakam Avrupa'da ortalama 500 adedin üzerinde. Yani Türkiye'nin nüfusunu ve mevcut potansiyelini dikkate aldığımızda, otomotiv pazarının önümüzdeki bir kaç yıl içinde 1,5 milyonun üzerine çıkacağını tahmin ediyorum." diye konuştu.

"11 ayda 59 bin 618 adet satışa ulaştık"

Hyundai Motor Türkiye Satış, Pazarlama ve Satış Sonrası Genel Müdürü Berkel, pazarın yukarı yönlü hareketini kısıtlayan en önemli noktanın yüksek faiz oranları ve beraberinde krediye erişimde yaşanan zorluklar olduğunu belirtti.

Berkel, bu sebeple hem bireysel hem de ticari araç satış potansiyelinin kısmi olarak baskılandığını gözlemlediklerini vurgulayarak, "Bankaların taşıt kredi faiz oranlarının hala yüksek olması ve 2 milyon lira üzerindeki araçlara bireysel olarak kredi verilmemesi yeni araç alacak bazı müşterilerin taleplerini ertelemesine sebep oluyor." dedi.

Yerli bir üretici olarak dikkati çekmek istediği bir diğer noktanın ise son yıllarda yerli araç satış oranında da ciddi bir düşüş olduğunun gözlemlenmesi olduğunu belirten Berkel, 2020'de yüzde 46 olan yerli araç satış oranının yıllar içinde azalarak bu yıl yüzde 29 seviyelerine kadar gerilediği bilgisini paylaştı.

Berkel, "Yerli araç satışının yüksek olması, hem fabrikaların üretim adetlerinin artırmasına ve ekonomiye doğrudan katkı sağladığı gibi aynı zamanda istihdam ve dış ticaret açığının önlenmesi açısından önemlidir. Bu sebeple, ilgili kurumların yerli araç satışını artıracak bazı önlemleri alması, üretim ve satışlara olumlu katkı sağlayacaktır." şeklinde konuştu.

2025'de otomotiv pazarının tahminlerinden daha iyi bir performans gösterdiğine işaret eden Berkel, "Biz de Hyundai markası olarak iyi bir yıl geçirerek 11 ayda 59 bin 618 adet satışa ulaştık. Bu satışın 37 binden fazlasını yerli modellerimiz oluştururken, geri kalan adeti ise ithal modellerimiz ile tamamladık. Özellikle ürün gamımıza yeni eklenen elektrikli modellerimizin de desteğiyle satışlarımızı pazara paralel olarak artırdık. Mevcut performansımızı göz önüne aldığımızda 2025'i 66 binden fazla araç satışı ile kapatacağımızı öngörüyorum. Son 5 yıldır satışlarımızı yüzde 128 artırdık ve bu performansı yeni gelecek modellerle daha da artırarak 2030'da 100 bin adet satışa ulaşmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.

"Türkiye'de elektrikli araç pazarı, 2030'a kadar yüzde 35-40'e ulaşacak"

Murat Berkel, son yıllarda sürekli artış gösteren elektrikli araç pazarının 2025'te de beklenenin çok üzerinde bir satış performansı gösterdiğini bildirdi.

Berkel, Türkiye'de elektrikli araç pazarında, son bir yıl içerisinde bir önceki yıla kıyaslandığında yüzde 100 bir artışla 11 ayda 166 bin adetlik satış gerçekleştiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bundan 5 yıl önce yüzde 1 olan elektrikli araç pazarı, bu yıl yüzde 14 seviyelerine yükseldi. Bu oranın 2030'a kadar yüzde 35-40'e ulaşacağını tahmin ediyoruz. Tüketiciler bu araçları çevreci olması, düşük enerji tüketimi ve teknolojik alt yapısının daha yüksek olmasından dolayı tercih ediyor. Elbette burada hızla gelişen elektrikli şarj alt yapısı, tüketiciler açısından araç alırken en çok dikkat ettiği unsurlardan birisi. Bugün Türkiye’de elektrikli araç parkını dikkate aldığımızda 40 bin adete yaklaşan şarj noktası ile tüketicilerin ihtiyaçları fazlasıyla karşılanmaktadır. Yani şarj noktasının sayısı arttıkça tüketicilerin elektrikli araçlara olan ilgisi de paralel olarak artış gösteriyor."

Türkiye'de 2025 yılı itibarıyla satışa sunulan elektrikli araç model sayısının 100'e yaklaştığını aktaran Berkel, bu model sayısının markaların elektrikli ürün gamını genişletmesiyle birlikte her geçen gün arttığını söyledi.

Berkel, "Bugün pazarda satılan elektrikli araçların yüzde 85'i yüzde 25 ÖTV diliminde satılıyor. Şarj alt yapısının genişlemesi, ikinci el piyasasının oluşması ve en alt ÖTV dilime giren model sayısı zenginleştikçe tüketicilerin elektrikli araçlara olan ilgisi de artıyor. Önümüzdeki dönemde sadece binek otomobillerde değil aynı zamanda ticari araçlarda da elektrifikasyona doğru yönelim olacağını düşünüyorum. Sonuç olarak, otomotiv endüstrisinde elektrifikasyona doğru hızlı bir dönüşüm var." açıklamasında bulundu.

"2026 Ağustos itibarıyla bu topraklarda elektrikli otomobil üreten ikinci marka olacağız"

Berkel, Hyundai olarak 2025'te iyi bir performans sergilediklerini ve 2026'da da bu performanslarını artırmayı hedeflediklerini bildirdi.

Özellikle elektrikli modellerindeki güçlerini ve hedeflerini artırmak istediklerine dikkati çeken Berkel, şunları kaydetti:

"2026 Ağustos'ta üretime başlayacağımız yerli elektrikli modelimizle beraber toplam elektrikli model sayımız 7'ye yükselecek. Böylece satışa sunduğumuz 13 modelimizin yüzde 50'den fazlasını elektrikli modeller oluşturacak. Tüketicilere A'dan E'ye kadar tüm segmentlerde bir elektrikli model sunan tek marka olarak, zengin donanım seviyelerimiz ve yüksek verimlilikle de oldukça iyi bir konumdayız. Öncelikle haziranda IONIQ 6 modelimizin makyajlı versiyonunu satışa sunacağız. Bu modelimiz, hem tasarımda hem de teknolojisinde bir takım geliştirmelerle beraber segmentinin en verimli modellerinden biri olarak öne çıkacak. Aynı zamanda bağlanabilirlik ve dijitalleşme kapsamında da öncü bir model olarak Bluelink hizmetimizi ilk olarak IONIQ 6 modelimizle beraber sunacağız. Bu özellik sayesinde kullanıcılar uzaktan erişim ile araçlarını kontrol edebilecek ve sağlanan tüm özelliklere ulaşabilecek.

Yılın ikinci yarısında ise İzmit fabrikamızda üreteceğimiz ilk elektrikli modelimiz markamız adına adeta bir dönüm noktası olacak. Hyundai'nin 1997'de kurduğu ve denizaşırı ilk üretim merkezi olan Hyundai İzmit fabrikası, tamamen elektrikli bir modelin üretimiyle beraber hem ülke ekonomisine hem de otomotiv endüstrisine katkıda bulunacak. Burada Türk tüketicisinin el emeğiyle elektrikli bir otomobil üretmek, hem markamız hem de Türk otomotiv endüstrisi için son derece önemli. Çünkü fabrikamızda biz de en yeni teknolojilere yer vereceğiz. Üretim hatlarımızı baştan sonra elektrikli model için geliştirdik ve hemen hemen tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Açıkçası gururlu ve mutluyuz aynı zamanda heyecanlıyız, çünkü bu topraklarda elektrikli otomobil üreten ikinci marka olacağız. Aynı zamanda fabrikamızda içten yanmalı modelleri de üretmeye devam edeceğiz. 2027'den itibaren yeni nesil hibrit teknolojisine de yer vereceğiz."

Berkel, Genişletilmiş Menzilli Elektrikli Araç (EREV) modellerinin de 2027'den itibaren piyasaya sürüleceğini ve 965 kilometreden fazla sürüş menziliyle tam elektrifikasyona geçişi sağlayacağını kaydederek, Hyundai'nin geleneksel EREV'lerin aksine yüksek performanslı pilleri kullanarak, pil kapasitesinin yarısından daha azıyla tam EV güç performansına ulaştığını sözlerine ekledi.