Çanakkale Orman Yüksek Mühendisi Mehmet Akkan, sosyal medya hesabında paylaştığı uzun ve dikkat çekici yazısıyla Kazdağları’nın binbir güzelliğinden biri olan Kuşburnu (Rosa canina) bitkisini bilimsel, kültürel ve mitolojik yönleriyle tanıttı.
“Tarihte Binbir Pınarlı İda olarak bilinen Kazdağlarının ve Biga Yarımadası’nın bir güzelliği daha: Yabangülü” sözleriyle başlayan Akkan, Kuşburnu’nun doğa için olduğu kadar insan sağlığı için de büyük önem taşıdığını vurguladı.
BİNLERCE YILLIK ŞİFA KAYNAĞI
Kuşburnunun reçel, marmelat, şurup, çay, hatta şarap gibi pek çok üründe kullanıldığını belirten Akkan, “C vitamini bakımından en zengin meyvedir. Güçlü bir antioksidandır, bağırsak düzenleyici, idrar söktürücü ve romatizma tedavi edicidir” dedi.
Kuşburnunun ilaç yapımında, öksürük şuruplarında ve cilt bakımında da kullanıldığını ifade eden Akkan, bitkinin hem tıbbi hem de aromatik yönleriyle doğanın en değerli hediyelerinden biri olduğunu söyledi.
TARİHTEN GÜNÜMÜZE GÜLÜN YOLCULUĞU
Akkan, doğadaki yabangülünün binlerce yıl önce kültüre alınarak günümüz gül çeşitlerine dönüştüğünü anlattı.“Troya Savaşı’nda Aşil, Hektor’u öldürdüğünde Andromahi’nin gül rengindeki şafakta kocasının cesedini görmesi, Herodot’un Midas bahçelerinde güllerden söz etmesi, Roma döneminde güllerin düğün törenlerinde kullanılması... Gül, tarih boyunca güzelliğin ve kutsallığın simgesi olmuştur” dedi.
Ayrıca İslam inancında gülün Hz. Muhammed’i, İskandinav mitolojisinde ise tanrıça Holle’yi simgelediğini belirtti.
ANADOLU KÜLTÜRÜNDE DİKENLİ KORUYUCU
Kuşburnunun Türk kültüründeki yerini de anlatan Akkan, “Erlik, şeytan, cin gibi kötü ruhların dikenli ağaçlara gelmeyeceğine inanılırdı. Evlerin kapılarına kuşburnu, böğürtlen, kızıl diken gibi bitkiler asılır; nazardan korunmak için dalları takılırdı” ifadelerini kullandı.
Altay mitolojisinden örnek vererek, kahramanların kötülükle mücadelede dikenli dallar kullandığını ve Kuşburnu’nun Altay inançlarında kötü ruh Erlik ile ilişkilendirildiğini söyledi.
KAZDAĞLARI: YAŞAM VEREN EKOSİSTEM
Kazdağlarının dünyanın en önemli ekosistemlerinden biri olduğuna dikkat çeken Akkan, “Kazdağları; dağları, ovaları, toprakları, çayları, pınarları ve havasıyla bizi besleyen, yaşatan bir doğa hazinesidir” dedi.
Kuşburnunun ekosistemde önemli bir rol oynadığını belirterek, “Baharda arı ve böcekleri, sonbaharda ise kuşlar ve yaban canlılarını besler. Biz insanoğlu da ondan faydalanırız” diye konuştu.
Doğayı koruma çağrısı yapan Akkan, “Bize düşen görev, Kazdağlarından koruma ve faydalanma dengesini bozmadan, sürdürülebilir bir anlayışla istifade etmektir” sözleriyle uyardı.
“HAYDİ DOĞAYA!”
Sonbaharın güzelliğini vurgulayan Orman Yüksek Mühendisi Akkan, herkesi doğayla buluşmaya davet etti: “Kazdağları hayat verir, yaşatır ve herkese iyi gelir. Sonbaharın tadını çıkarmak, Kuşburnu ve yaban meyveleri toplamak, doğanın tadını çıkarmak, terapi için haydi doğaya!”