Unutmamak lazım ki bizim nefes alma organımız burundur.
Burun, soluduğumuz hava ile birlikte gelen tozu, bakterileri, alerji sebebi olan polenleri, uçuşan parazitleri, muhtelif mantarları ve diğer milyarlarca maddeyi analiz edip, süzerek akciğerlere geçişini engeller.
Burun ayrıca içindeki eşsiz türbinler vasıtası ile havayı yönlendirir ve akciğerlere inmeden önce havayı ona uygun olarak ısıtır. Aksi taktirde buz gibi bir havanın ısıtılmadan önce ciğerlere inmesi zatürre gibi hastalıklara zemin hazırlar.Bunun yanı sıra zararlı maddeleri toplar dışarı atar, sinüs yollarını açar ve otonom sinir sistemini dengeler. Nefes burun yoluyla verildiğinde, burun içinde tutulan yabancı maddeler bedenin dışına tahliye edilir.
Nefes burun içini nemlendirir. Nemli bir burun içi, mikrop ve polenlerin akciğerlerimize ulaşmaması konusunda çok önemli rol oynar.
Ayrıca burun yoluyla aldığımız havayla temas sonucunda beyin uyarılır ve doğal çalışma ritmini girer. Yani ne kadar burun nefesi o kadar sağlıklı bir limbik sistem ve neticesinde sağlıklı davranış tepkileri oluşur.
Ağız nefesi genel olarak devam ederse, insan özünden uzaklaşmaya başlar ve egosunun esiri olur. Bunun sonucunda anksiyete, depresyon, tatminsizlik, hayatın anlamsız gelmesi gibi rahatsızlıklar baş gösterebilir. Çünkü sürekli ağız nefesi özümüz ve dünya realitesi arasındaki bağlantıyı ayrıştırarak koparır.
Diyaframı kullanmak
Yani tam nefes almak...
Diyafram kasımızı kullandığımızda ciğerlerimizi maksimum oksijenle buluşturabiliriz. Buna tam nefes almakta diyebiliriz; yani ciğerlerin 3 boyutta genişletilmesini sağlayan en potansiyelli nefes alışverişidir.
Göğüs kafesi ve karın ileri ve yana doğru omuzlar yukarıya sırt ve kürek kemikleri geriye diyafram aşağı doğru hareketlendirilerek ciğerleri balon şişirir gibi her yere genişlemesini sağlayan nefestir.
Aslında ne kadar derin nefes alırsak yaşam enerjisini o kadar içimize çekeriz. Varlığımız tasarımımız tam nefes almak üzere programlandığı için hem zihinsel hem bedensel hem duygusal fonksiyonlarımız ancak tam ve doğal şekilde nefes alarak varlığını en kaliteli biçimde koruyabilir.
Dakikada alınan nefes sayısını azaltmak
Bu ilk etapta biraz enteresan gelebilir. Sanılanın aksine normalin üzerindeki solunum dokulara daha az oksijen gönderilmesi demektir.
Alınan nefes sayısını azaltmamız önemli bir bilgidir.
Bu tüm kadim öğretilerde dini öğretilerde vardır. İnsanın nefesi sayılıdır.
Biz gerçekten alınan nefes sayısını azalttığımızda ömrümüzü uzatabilir miyiz?
Kemirgenler dakikada 100-150 nefes alırlar ve ortalama ömürleri 1 yıldır.
Dev balinalar dakikada 1-2 nefes alırlar ve ortalama ömürleri 100-300 arasında değişir.
Nefesle ömür arasında canlılar için bir ters orantı söz konusudur.
Gelelim insana…
Uzak Doğuda derin meditasyon yapan ve nefes uygulamaları yapan bilgeler 100 yaşın üzerinde
sağlıklı yaşayan insan sayısı çok fazladır.
Batıda 70’li yaşlar çok uzun kabul edilirken, Uzak Doğuda bu yaşlar hayatın aktif dönmeleri olarak
kabul edilir.
Buradan şunu çok net ifade edebiliriz ki NEFES konusunda biraz tutumlu olun.
Aldığınız nefesi vücudunuzda uzunca bir süre misafir edin. Hakkını verin aldığınız nefesin.
Hemen bırakmayın.
Şöyle düşünün bedenle zihin etle tırnak gibi…
İnsan kendini zihni ile hasta dahi edebilir.
İşte nefes bedenle zihin arasındaki geçişi sağlayan en önemli araçlardan biridir.