Yağmurun çağrısı var, gönüllerde biriken toz toprağı atacak kudreti bulmaya.

Zamana bırakılan emellere yarının belirsizliğini hatırlatmalı. İlla ki zor bulunan hazineye uzanan yollarda bulunmayı beklenen keyifler saklı. Yorulmadan kazanılan değerlerin adı kayıp zamanlarda kaldı.

Çok söz arasında elmas gibi parıldayan sükutlar doğarken, yüzünü günbatımına çevirmiş, güneşin doğuşuna sırtını dönmüş gözlere sürülecek kıymetlerin siyahi tozları birikmiş ve sonra mevsimleri bir bir yutan hoşnutsuz nefislerin ürkütücü rüzgarları eser. Güzü son, baharı ilk göz ağrısı ile bekleyen gökyüzüne sonsuz bakışlarla maviliği içiren düşlerin beyaz beyaz damlayan bulutlara asılı ülkelerin hayallerden başkentleri var. Kaldırımları geniş, mutlu mutlu yürüyen insanların yüzüne sinen huzurun gölgesini takip etmeli.

Sonra hoşgörü ile kıvrılan sokakların saygı ile birbirine bakan pencerelerinde süre giden hayatları görmeli. ve yalnızca zamanı tüketmeyi ömür bilenlerin inadına zihnini hayallere açacak kadar temiz bırakan insanların hatırına dünyanın göz bebeklerinde asla sönmeyen bir pırıltı doğmakta...