Günler birbirini kovalıyordu.İçinde anlayamadığı bir sıkıntı vardı.Bahar kapısını tabiata aralamıştı.Güneş ve berrak gökyüzü içindeki sıkıntıya nazire yapıyordu.

Tabiatın çağrısına daha fazla kulak tıkayamamıştı.Anlamlarını bulamadığı hislerini, doğanın dinlendirici kucağında arayacaktı.Huzuru hissetti yüzünü okşayan rüzgarda.

Kuş cıvıltıları düşünce bulutlarını dağıtmıştı zihnindeki.Yeni yeni filizlenen dallar,üstündeki miskinliği atmaya çalışan tabiat, kendi canlılığını yavaş yavaş aksettiriyordu ona da.Güneş umut kadar canlıydı.Ağaçlar yeniden yeşiline kavuşmaya hazırlanıyordu.

Toprak son sancılarını yaşıyordu,yeniden doğuşuna az kalmıştı doğanın.Dalgaların cazip sesleri kulağına çalınmaya başlamıştı.Yeşil ile mavinin muhteşem buluşmasına hazırlanıyordu bakışları.Sahile kadar adımlarını yavaş yavaş atmaya kararlıydı.İçine baharı yudumluyordu.Gözlerini kapatıp, doğayı dinliyordu.

Dalgaların buğulu sesi yaklaştığını haber veriyordu sahile.Güneş henüz ısıtamıyordu içini,baharın nazlı tavrı güneşe de sirayet etmişti.Sahile vardığında, huzuru neden bu mavilikte bulduğunu kavrayamadı.Ama şimdiden içinden huzur taşmaya başlamıştı.Ayaklarını maviliğe uzattı,ılık serinliği ruhunun karmaşını kıpırdattı.

Huzuru bulmak için karmaşanın seslerine kulak verdi.Mavilikler iç dünyasına yolculuğa çıkarmıştı onu.Dalgalar düşüncelerinin tam ortasında bırakıvermişti,duyduğu sesler huzurunu bozacak güç de değildi.Hayalleriyle harmanlamıştı sesleri...