-Kalp krizinde özellikle kimler risk altında?
Risk altında olan kişilerin özelliklerine bakarsak bu kişilerde genelde şu risk faktörü vardır.
1. Sigara içenler 2. Hipertansiyonu olanlar 3. diyabeti olanlar 4. kolesterol yüksekliği olanlar 5 ailesinde kalp hastalığı olanlar 6. obezler 7. stresli yapıda olanlar 8. hareketsiz olanlar 9. alkol alanlar
-Göğsü ağrıyan bir insan kalp krizi geçirip geçirmediğini nasıl anlar?
Kalp krizi ağrısı genelde göğüsün ortasında sanki üstüne birisi oturmuş gibi bir his, yada boğulur gibi olmak, çeneye boyuna vuran sanki diş ağrısı gibi hissetmek, sol kolun uyuşması gibi bulgular verir. Ama ille de bunların olması gerekmiyor özellikle yaşlılar, şeker hastalığı olanlar hiç ağrı hissetmeden de kalp krizi geçirebilir. O yüzden yukarıdaki risk faktörü olanlar hiçbir şikayeti olmasa da 40 yaşından sonra her yıl mutlaka kardiyoloji kontrolüne girmelidir.
-En çok hangi meslekler, kalp damar rahatsızlıkları açısından risk grubunda?
Genel anlamda kalp damar hastalığı için en çok risk altında olanlar şoförlerdir. Çünkü uzun yolda saatlerce hareketsiz ve uykusuz kalırlar bir de sigara içip yolda hazır gıdalarla besleniyorlar. Bu yüzden şoförlerin riski oldukça yüksektir. Fakat hangi meslek olursa olsun eğer kişi sigara içiyorsa ve yağlı beslenip hareketsiz kalıyorsa tüm meslekler risk altındadır diyebiliriz.
-Bölgemizde kalp rahatsızlığı oranları ne durumda?
Kalp hastalığı günümüzde endüstri toplumlarının hastalığıdır. Çünkü düzensiz aktivitenin olmadığı yaşam, şehirleşme, stres hep insanlardaki hareketi azalttı. Bir de doğal olmayan organik olmayan ürünlerle beslenme olunca kalp hastalıkları arttı. Bölgemizde deniz mahsullerinin en az tüketildiği hayvansal ürünlerin en çok tüketildiği Biga-Çan-Yenice-Bayramiç gibi bölgelerde bu oranın yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
-Kimi kalp rahatsızlıkları için kalbe takılan kalp pilinden bahseder misiniz?
Kalp, anne karnındayken 4. haftada atmaya başlar ve ölene kadar hep bir ritim içinde çalışır. Bu ritim kalpte elektriksel uyarılardan gelir. Bazen bir takım hastalıklar sonucu bu elektriksel uyarıcılar zayıflar yada tamamen azalır. İşte bu durumlarda kalbe tıpkı bir cep telefonu bataryası gibi bir pil takarak bu elektriksel uyarıyı vererek kalbin çalışmasını sağlayabiliyoruz. Günümüz teknolojisinde bunları yapmak artık oldukça kolaylaştı.
MEHMET ÖZDEŞ
Editör: Haber Merkezi
