Asılan yazının baştan sona yalan ve iftirayla dolu olduğunu belirten Başkan Tatlı, asılan kağıttaki yazıyı yazanların aslında kendi içlerindeki kötü niyetlerini kağıda döktüklerini belirterek şu açıklamayı yaptı: “Anadolu’yu bize vatan kılan en büyük unsur, millet olabilme ruhunun bu topraklarda her daim var olmasıdır. Millet olmanın en güzel tarafı ise, aramızdaki tüm farklılıklardan sıyrılarak tek bir hedef için mücadele etmektir. Bu necip millet; ezelden beri hürriyeti için mücadele ederek, halkın iradesini yansıtan liderlerini kendi içerisinden çıkartmıştır.
Herhangi bir topluluğun temsilcilerinin asli görevi, sorumluluğunu aldığı insanların görüşünü yansıtmak olmalıdır. Bir dava uğruna bir araya gelen insanların verdiği yetkiyi, kendi emelleri ve ihtirasları için kullananlar, en ufak ifadeyle emek ve yetki hırsızlarıdır.
Geçtiğimiz günlerde, İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüze ait ilan panosuna, Türk Tarım Orman-Sen İl Temsilciği tarafından “EYYY TOÇ BİR-SEN’in KULLARI” başlıklı, üyelerimize hatta yöneticilerimize hakaret eden bir yazı asılmıştır. Baştan sona yalan ve iftirayla dolu, edep ve hayâdan uzak ifadelerle yazılan bu yazıyı yazanlar, aslında kendi içlerindeki kötü niyetlerini kâğıda dökmüşlerdir. Tarım ve Orman Çalışanları Birliği Sendikası’nın üyelerine “ Sizi işe onlar aldı” “ Nankörlük yapmayın” “ Toç Bir-Sen aç karnınızı doyuruyor” “Toç Bir-Sen olmazsa sokakta çalışıyordun” diyerek hakaret eden hastalıklı zihniyet, bunları düşünüp yazarken, kurumdaki tüm çalışanlar pandemi ile mücadele ediyor, çiftçilerimizin sıkıntılarını çözmeye çalışıyordu. Allah’tan başkasına kulluk etmeyen, onuruyla, şerefiyle, emeğiyle, alın teri dökerek çalışan arkadaşlarımızın, bir başka güce, bir başka makama taptığını ifade edecek kadar basitleşen bu zihniyetle aynı platformda sendikacılık yapmak bile bizim için utanç vesilesidir.
Yetkili sendika olmanın verdiği sorumlulukla bugüne kadar ki tüm sendikal faaliyetlerimiz kapsamında ziyaret ettiğimiz kurumlarda diğer sendika üyeleri ve tüm çalışanları ziyaret ederek onlar için yapabileceğimiz bir şey olup olmadığını sorduk. Yani birlik ve beraberliği sağlamaya çalıştık. Toç Bir-Sen olarak biz birliktelik mücadelesi verirken, Türk Tarım Orman-Sen yetkilileri, aynı odada yıllardır yan yana çalışan iki arkadaşın arasına nifak tohumu sokmak suretiyle çalışma barışını bozmaktadır.
Sözü daha fazla uzatmadan ilanı asan hastalıklı zihniyete birkaç soru sormak istiyorum…
  • “Toç Bir-Sen’in kulu” olarak gördüğünüz üyelerimizden kaçının yüzüne bu ifadeleri kullanabilirsiniz?
  • “Maaşlarınızı onlar veriyor” dediğiniz üyelerimizin maaşını biz veriyorsak, sizin maaşınızı kimler ödüyor?
  • Bakanlığımızın ilimizdeki temsilcileri olan ve kurumumuzda çalışan herkesin idareciliğini takdir ettiği müdürlerimizi, kimlerin adamı olarak görüyorsunuz?
  • Covid-19 tedbirleri kapsamında Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile engelli ve kronik hastalar idari izinli sayılmışlardır. Kurumumuzda görev yapan engelli arkadaşlarımızın bazıları, “Kurumun bize de ihtiyacı olursa, görevimize dönmek istiyoruz” diyerek dilekçe verdiği bir dönemde, sendika yetkiliniz “Hastalığımın gün gelip bu kadar işe yarayacağı hiç aklıma gelmezdi” diyerek idari izine ayrılmış mıdır?
  • Sendika iş yeri temsilcinizin ifadesiyle “Toç Bir-Sen buraya geldiğinde sorunlar ve çözüm önerilerinden bahsederken, Türk Tarım Orman Sen geldiğinde Toç Bir-Sen’den bahsediyor” dediği gibi, kurum ziyaretlerinizde sadece bizi mi konuşuyorsunuz?
  • 4688 sayılı kanunda Mayıs ayı sendika sayılarının tespit edildiği ay olarak belirlenmiştir. Mayıs ayı dışında kalan 11 ayda da Sendikal faaliyet yapabileceğinizi biliyor musunuz?
  • Sendikamız “Sağlık Çalışanlarına Şiddetin Önlenmesi” kanun teklifine, her hangi bir unvan ya da sınıf ayrımı yapılmaksızın Bakanlığımızda görev yapan tüm çalışanların dâhil olmasını talep etmiştir. Peki, siz aynı kanun için yaptığınız teklifte, Gıda, Su Ürünleri ve Ziraat Mühendisleri ile Biyolog, Tekniker, Teknisyen, Veteriner Sağlık Teknisyeni, Laborant, Çevre Sağlık Teknisyeni gibi kadrolarda çalışanları dâhil etmeyerek, neden sadece Veteriner Hekimler dâhil olsun diye ısrar ettiniz? Yoksa Veteriner Hekimler Odasının hazırladığı teklif emek harcamadan sahiplendiğiniz için mi?
Bu güne kadar hiçbir soruyu dürüstçe cevaplamadığınızı, hiçbir soruna çare bulmadığınızı biliyoruz ancak; beraber çalıştığınız mesai arkadaşlarınız yukarıdaki soruların cevabını sizden bekliyor bunu unutmayın!
Eğer siz bu yalanları söylememiş, üyelerimize hakaret etmemiş olsaydınız, biz bugün bunları değil;
Bakanlığımız çalışanlarına yıpranma payı verilmesini,
Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesini,
Çalışanlarımızın şiddetin önlenmesi yasa tasarısına dâhil edilmesini,
Ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını,
Yani, çalışanlarımızın sorunlarını konuşuyor olacaktık. Sendikacılık yapmıyorsunuz, bari yapanlara engel olmayın. İnsanların can derdine düştüğü, mesai arkadaşlarımızın virüse yakalanma riskine rağmen görevlerini hakkıyla yapmaya çalıştığı, şu mübarek üç aylarda kendiniz vebale girdiniz, bizi de bu bataklığa sokmayın lütfen!
İlimizde, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı tüm kurumlarda yetkili olan sendikamızın, böyle bir yazıyı yazan ve ilan eden zihniyete, hukuk önünde hesap soracağını buradan duyurmak istiyorum. Dün olduğu gibi bugün de bu zihniyetin birliğimizi ve beraberliğimizi bozmasına müsaade etmeyeceğiz.
Sendikamızın üyeleri bizim için ne kadar değerli ise, beraber omuz omuza çalıştığımız Türk Tarım Orman Sen ve diğer sendikalarımızın üyeleri de bir o kadar kıymetlidir. Kendi çalışma arkadaşlarına edilen hakarete, Türk Tarım Orman-Sen’in değerli üyelerinin de sessiz kalmayacağını biliyor ve gerekli tepkiyi göstereceklerini umut ediyorum.
Ülkemizin ve tüm dünyanın Covid-19 salgınından bir an önce kurtulmasını diliyor, Devletimizin her kademesinde canla başla mücadele eden çalışanlarımızı ve siz değerli okurları saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum…”

Editör: Haber Merkezi