Tebdil-i mekanda ferahlık var,bu gerçekliği yaşamımızda değerli olan hususları görmezden gelmeye başladığımızda anlıyoruz.

Hayatımızda değerli olan hususları alışkanlığın puslu görüntüsünde kaybetmeye başlıyoruz.
Ya kaybediyoruz ki bunun telafisi zamanın kattığı hissizleşme ya da önemsememeye başlıyoruz ki bunun çözümü de yenilenme isteği.Zihin alışkanlıkları sıradanlaştırabiliyor, bu nedenle alışkanlıklarımızda saklı bir çok kıymetli yönümüzü görmekte zorluk çekmeye başlıyoruz. Bıkkınlığın altında kalan bir sürü güzel düşünce oluyor,eğer zihnimiz bir yığının altında kalmak istemiyorsa yenilenmeye karşı geç kalmamak gerekiyor.Değişim kaçınılmaz ama hayatımızda bir çok değişim, sakin ve yavaş işlemeyi seviyor.Değişimi hissetmemek kendimize haksızlık yapmamıza yol açıyor.Bu sebeple değişik yerleri gördüğümüzde,seyahat dönüşü evimize attığımız ilk adımda başka bir biz oluyoruz,dağılmış bir zihin yerine aslında dağınıklığını toplamaya fırsat bulmuş,dinlenmiş bir zihin buluyoruz.Daha önce bıkkınlığa yol açan detaylar gözümüze eskisi gibi sıkıcı görünmüyor,değişen bakış açısı bizi değiştiğimize inandırıyor oysa ki değişen biz değil zihnin rahatlaması,moral aşılaması.Farkında olmak için yenilememiz gereken zihin.ve sonunda heyecanla uzaklaştığımız kürkçü dükkanını benimsemek.ve dahi bu süreci her zaman tekrarlamak.Bu sebeple hareketsizlik ve bereketsizlik doğru orantıda işliyor.Hayatımızda ruh bereketini istiyorsak daima işleyeceğimiz ve geliştireceğimiz bir zihin varlığı gerekiyor.Uzun lafın kısası puslu düşüncelerimizi dağıtmak için çıkacağımız yolculuktan ,geçmişteki birikimler ile harlanmış olumlu düşünceler beraberinde dönmek. Farketmek için farklılık ...