Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü Şube Müdürü Mehmet Akkan’ın sosyal medya paylaşımı, İğde Ağacı'nın (Elaeagnus) derin tarihini ve faydalarını bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Akkan, Atatürk’ün iğde ağacına olan sevgisini ve saygısını anarak, bu bitkinin insanlık için ne kadar kıymetli olduğunu vurguladı.

 Atatürk ve İğde Ağacı’nın Öyküsü
Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, cumhurbaşkanı olduğu dönemde Çankaya Köşkü'nden meclise giderken yol üzerindeki bir iğde ağacını her seferinde selamladı. O dönem Ankara'da ağaç az bulunuyordu ve bu tek başına duran iğde ağacı Atatürk için büyük bir anlam taşıyordu. Bu ağaç için, “Bu ağaç, yediğim meyvenin, sığındığım gölgenin, soluduğum havanın bir neferidir. En az diğer neferler kadar, bunun da selama hakkı vardır” sözleriyle duygularını ifade etmişti. Ancak bir gün Atatürk, ağacın yerinde olmadığını fark ettiğinde, genişletme çalışmaları nedeniyle kesildiğini öğrenince gözyaşlarını tutamadı. Bu olay, onun yeşil alanlara ve ağaçlara duyduğu derin sevgiyi simgeleyen bir anı olarak hafızalarda yer aldı.

 İğde Ağacının Mucizevi Özellikleri
İğde, sadece tarihsel bir öneme sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda sağlığımız için de büyük faydalar sunuyor. Çanakkale ve Biga Yarımadası'nda yaygın olarak yetişen bu bitki, deniz kenarlarında, bağ ve bahçelerde çit bitkisi olarak kullanılmaktadır. Bahar aylarında açan güzel kokulu çiçekleri, arılar tarafından lezzetli ve şifalı bal üretiminde kullanılıyor.

Meyveleri ise sonbaharda toplanıyor ve zeytin büyüklüğünde, sarı-kahverengi renkli meyveler hem çiğ olarak hem de çeşitli tariflerde kullanılabiliyor. İğde, bağırsak sağlığını destekleyen prebiyotik lifler, antioksidanlar ve C vitamini açısından zengin bir kaynak olup, sindirimi kolaylaştırıyor, kabızlığı önlüyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Özellikle grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı koruyucu etkisi bulunuyor.

İğde meyvesi, salatalardan smoothielere kadar farklı şekillerde kullanılabiliyor. Meyvesinin yanı sıra yaprakları da çay veya su olarak tüketilebiliyor. Çekirdekleri ise kemik sağlığını destekleyen toz haline getirilerek yoğurt, çorba ve salatalarda kullanılıyor. İğde çekirdeği tozu özellikle kemik erimesine karşı koruma sağlaması ve boy uzatma tedavilerinde fayda göstermesiyle biliniyor.

 Çanakkale ve Biga Yarımadası’nda İğde Ağacı
Çanakkale'nin deniz kenarlarında ve Biga Yarımadası'nda doğal olarak yetişen iğde ağacı, azota ihtiyaç duyan bitkilerin aksine, köklerinde azot depolayabilme özelliği ile verimsiz topraklarda bile yetişebiliyor. Kuraklığa dayanıklı olması sayesinde erozyonla mücadelede de etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Güzel kokulu çiçekleri ile huzur ve mutluluk veren bu ağaç, aynı zamanda bölge ekosistemine de katkıda bulunarak arılar ve diğer canlılar için yaşamsal bir ortam sağlıyor.

 İğde Ağacının Kültürel ve Dini Anlamı
İğde ağacı, halk arasında “nazar ağacı” veya “kuş ağacı” olarak da bilinir. Özellikle Hatay’da nazara karşı koruma sağladığına inanılır ve dalları evlerin girişine asılır. Bu inanç, huzur ve mutluluk sembolü olarak kabul edilir.

 Orman Genel Müdürlüğü’nden Fidan Desteği
Orman Genel Müdürlüğü, her yıl milyonlarca fidan üretmekte ve bunları ormanlık alanlara, yangın sahalarına ve rehabilitasyon çalışmalarında kullanmaktadır. Belediyelere, köy muhtarlıklarına ve kurumlara ücretsiz fidan tahsis eden Orman Genel Müdürlüğü, vatandaşlara da uygun fiyatlarla fidan temin ederek ağaçlandırmayı teşvik ediyor. Üç adete kadar fidan ise ücretsiz olarak sağlanıyor.

İğde ağacının, kök sistemi sayesinde erozyon kontrolünde büyük bir rol oynadığı, kuraklık ve böceklere karşı inanılmaz dayanıklı olduğu biliniyor. Bu ağaç, oksijen üretiminden gölgesine kadar doğaya ve insanlara sayısız fayda sağlarken, iğde meyvesi de sağlık açısından birçok şifa sunuyor.

Çanakkale Biga’da tazesi şimdi, kurusu kışın tercih ediliyor Çanakkale Biga’da tazesi şimdi, kurusu kışın tercih ediliyor

Mehmet Akkan’ın paylaştığı bu anlamlı yazı, hem Atatürk’ün çevre ve doğa sevgisini hatırlatıyor hem de iğde ağacının ne kadar kıymetli bir bitki olduğunu gözler önüne seriyor. Biga Yarımadası başta olmak üzere tüm Türkiye’de bu bitkinin yaygınlaştırılması, doğanın korunmasına ve sağlıklı bir gelecek inşasına katkı sağlıyor.

Muhabir: Canan Gezer