Çanakkale’de Orman Yüksek Mühendisi Mehmet Akkan, Biga Yarımadası ve Kazdağları’nda gözlemlenen “Mor Oduncu Arısı (Xylocopa violacea)” türüne dikkat çekti. Akkan, doğanın bu nadide canlısının ekosistem açısından büyük bir değere sahip olduğunu belirtti.
Akkan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Tarihte Binbir Pınarlı İDA olarak bilinen Biga Yarımadası, Kazdağlarının bir güzelliği daha; Çakır Dikenin’de görülen Mor Oduncu Arısı. İnsanlara karşı saldırgan olmayan, sakin bir türdür. Ağaç gövdelerinde yuva yapar ancak ağaçlara zarar vermez, zehirli değildir. Marangoz arısı, yuvasını oluşturmak için ahşaba delikler açmasıyla bilinen büyük ve yalnız bir böcektir. Önemli bir tozlayıcıdır.”
Koyu mor kanatları ve iri vücuduyla dikkat çeken bu arıların, ilk bakışta korkutucu görünebileceğini söyleyen Akkan, “Bu tür insanlara zarar vermez, aksine ekosistemin işleyişinde son derece faydalıdır,” dedi.
Akkan, arıların yaşam döngüsüne dair bilgiler de paylaşarak şunları ekledi:
“Arılar milyonlarca yıldır yaşayan uçan hayvan topluluklarından biridir. Çevremizde pek çok farklı arı türü bulunur. Onlar hayatımızın önemli bir parçasını oluşturur. Arıların iğnesi savunma mekanizmasıdır. Bir insanı soktuklarında ölürler ama bunu kendilerini ve yuvalarını koruma içgüdüsüyle yaparlar.”
Mor Odun Arıları’nın özellikle sıcak iklimlerde yaşamayı tercih ettiğini belirten Akkan, “Bal arılarına göre daha iri vücuda sahiptirler. Yuvalarını odun içine yaparlar, bal arıları gibi sürü halinde uçmazlar. Genellikle ağaç kovuklarını tercih ederler,” dedi.
Kazdağları’nda bu özel türün varlığının korunması gerektiğini vurgulayan Akkan, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:“Ekosistemin işleyişinde çok kıymetli olan bu canlıları tanıyalım ki, onlara zarar vermeyelim. Onlar doğaya, ekosisteme ve bizlere faydalı canlılardır. İyi ki Kazdağlarında varlar. Kazdağları hayat verir, yaşatır ve herkese iyi gelir. Kazdağları yaşatır, korur ve umut verir.”
Ayrıca entomolojiye (böcek bilimi) ilgisini de paylaşan Akkan, “Fakültede okurken Entomoloji dersimiz vardı. Hocamız Prof. Dr. Mehmet Serez’di. Bana da bir şeyler kalmış. Kendisini rahmet ve saygıyla anıyorum,” diyerek sözlerini tamamladı.