KTÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünden yapılan yazılı açıklamada, olayın ardından AFAD Başkanlığınca KTÜ Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezinden teknik destek talep edildiği belirtildi.
Talebin alınmasının ardından gerekli hazırlıkların tamamlanarak aynı gün bölgeye intikal edildiği bildirilen açıklamada, "Yapılan saha gözlemlerine göre göçük, öğle saatlerinde gerçekleştirilen bir patlatma işleminden birkaç saat sonra düzlemsel kayma türünde bir kütle hareketi sonucu meydana gelmiştir. Kayan malzeme, ocak tabanında bulunan bir iş makinesi ve bir kamyonun göçük altında kalmasına neden olmuştur." bilgisine yer verildi.
Sahada gerçekleştirilen incelemelerde ocakta işletilen kaya kütlesinin kırmızı renkli kireçtaşı ve marnlardan oluştuğuna işaret edilerek, bu kayaçlarda yer alan süreksizliklerin yamaç dışına eğimli olduğu ve bu durumun stabilite açısından önemli risk oluşturduğu anlatıldı.
Açıklamada, ocağın üst kotlarında önceden oluşmuş gerilme çatlaklarının mevcut olduğuna vurgu yapılarak, şu bilgiler paylaşıldı:
"Dolayısıyla bölgede daha önce kısmi bir hareketin yaşandığı ve mevcut göçüğün bu zayıf zemin yapısıyla ilişkili olabileceği, ayrıca ocağın güney-güneydoğu kesiminde eski bir heyelan sahasının bulunduğu belirlenmiştir. Buna ek olarak, kaya kütlelerinde doğal olmayan ve patlatma etkisiyle oluşmuş düzensiz çatlakların stabiliteyi olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Bu çatlaklar, ocak içerisindeki ve üst kotlardaki yamaçların stabilitesi açısından ciddi risk oluşturmaktadır. 7 Kasım 2025 tarihi itibarıyla yapılan gözlemlerde, gerilme çatlaklarının genişlediği ve deformasyonun ilerlediği belirlenmiştir."
Öte yandan, saha çalışmaları sırasında arama-kurtarma faaliyetlerinin sürdürülmesinin yüksek risk taşıdığının tespit edildiği, kütle hareketi riskinin ortadan kaldırılmasına yönelik projelerin gündeme alınmasının büyük önem taşıdığı kaydedildi.




