Zaman ile ilgili kalıcı çalışmaların Eski Mısır ve Yunan'da başladığını yazılı kaynaklardan biliyoruz. Günün 24 eşit parçaya bölünmesi, Eski Mısırlıların insanlığa hediyesidir.

Eski Mısırlıların insanlığa hediyesidir. Eski Yunan ve Mısır'da yapılan zaman ile ilgili çalışmalar, oldukça bulanıktır.
A- Konunun kendisi bulanıktır; zamanla ilgili çalışma yapan dahiler karmakarışık düşünceler ileri sürerler.
B- Belleklerinde doğa ile doğaüstü zaman kavramları iç içedir.
Eski düşünürlerin bulanık görüşleri, değişik yorumlara neden olur. Yorum, bütüne tamamlamadır.
Yorumlarla
Süredurum Yasası gereği, güncel kavramlar geçmişe taşınır, geçmiş tahrip edilir ve yanlış bütünlere ulaşılır.
Toplanan bilgilerle orantılı olarak, ölçülü yorumlar sayesinde geçmiş aydınlanır.
Zamanla ilgili diğer bir esaslı kaynak, Eski Ahit'tir. Eski Ahit'te, Yaratılıştan itibaren peygamberlerin yaşam süresi sırayla yazılıdır. Değişik dâhiler, bu süreleri toplayarak Yaratılış tarihine ulaşırlar. Burada ufak bir sorun ortaya çıkar: Yaratılıştan önce zaman var mıydı?
Zaman ile ilgili çalışmaları iki bölüme ayırmak gerekir:
Felsefî olarak zaman kavramı üzerindeki düşünceler.
Süre (Aralık) ölçüm çalışmaları.
Zaman kavramı ile ilgili ilk çalışma, Platon'a aittir. Kuşkusuz, Platon'dan önce bazı dâhilerin çalışmaları olsa gerek; ama, biz bilmiyoruz. Platon, “Zaman, an olarak gökten gelir.” der. Platon, neye dayanarak bunu söylüyordu acaba?
İnsanların ve hayvanların nefes alış-verişleri, düzenli değildir. Bu nedenle, Platon, nefes alışlarını temel alarak savını ileri süremez.
İnsanların göz kapaklarının hareketi, oldukça değişkendir. Dolayısıyla, göz kapaklarının açılıp kapanması, temel olamaz.
Kalp atışları düzenlidir. Büyük bir olasılıkla; Platon, kalp atışlarını esas alarak düzenli an tanımını yapar. Kuşkusuz, tanımını insanla sınırlı tutmaz. Yani, gelen an, bütün varlıklar içindir.
Zamanı tanımlama ve süre ölçme çalışmaları, Hıristiyanlığın ilk yıllarında engellerle karşılaşır. Çünkü bazı ilkel Hıristiyan liderler, zamanı tanımlama ve süre ölçme çabalarını "günah" kapsamına alırlar. Batı Roma İmparatorluğunun yıkılması, Batı Avrupa'da büyük kargaşalara ve yönetim boşluklarına neden olur. Göçebe toplumlar, Güney Avrupa'ya, ardı arkası kesilmeyen akınlar yapar. Sonunda, Hıristiyan dâhiler, kaleler ve şatolar inşa ederek varlıklarını sürdürmeye, tarım alanlarını işletmeye çalışırlar.
A- Hıristiyan liderler, sağlam kaleler içinde tapınaklarını yapar ve çevredeki toprakları ekip biçerler. Düşman saldırılarında kalelere sığınarak kendilerini korurlar.
B- Yerleşik toplumlarda, özellikle dinsel topluluklarda ibadete başlama ve süre miktarı önemlidir. Hıristiyan kilise ve manastırlarında ibadet miktarını ve ibadete başlama anını belirleme ihtiyacı ortaya çıkar. Bu nedenle zaman üzerinde felsefi ve teknik çalışmalar başlar.
Düzenli takvim yapıp süre ölçümü için sıkıntı şudur:
Ay, Dünya çevresini 29,5 günde tamamlar.
Dünya, Güneş çevresini 365 gün 6 saatte tamamlar.
I- 12 X 29,5 = 354 gün eder. 12 defa hilalin gözükmesi, bir yıl eder. Bu ise Dünya'nın Güneş çevresindeki turuna denk düşmez.
II- Ay , parçalara ayrılamaz; günahtır.
Günah nedeniyle uzun süre zaman üzerinde yapılan felsefî ve teknik çalışmalar verimli olmaz. Manastır ve kiliselerde;
Çalışanların ve ibadet edenlerin;
Dini gün ve gecelerin sayısı arttıkça, süre ölçümüne olan ihtiyaç artar.