Küresel iklim değişikliği mevsimleri de değiştirdi. Ne kış eskisi gibi ne de baharlar... Nisan ayına girdiğimiz bu günlerde bahar henüz gelmedi ama biyolojik saatimizin alıştığı bahardan önce yorgunluğu geldi. Kendinizi bitkin, enerjisiz, isteksiz ve yorgun hissediyorsanız, bunun nedeni bahar yorgunluğu olabilir.

İlkbahar ile birlikte doğa da kendini yenilemeye başladı. Her ne kadar iklimler değişip havalar bir ısınıp, bir soğusa da ağaçlar çoktan çiçek açtı ve yeşile dönmeye başladı. Doğadaki uyanış insanın içindeki neşe ve mutluluğun da kapısını aralıyor. Ama birçok insan da baharda kendini yorgun ve bitkin hissedebiliyor. Bu sene bahar yorgunluğu bahardan önce kendini göstermeye başladı. Kiminle konuşsak, kendini bitkin ve yorgun hissediyor. Peki ama nedir 'bahar yorgunluğu.' Buna İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı şu yanıtı veriyor: "Bahar yorgunluğu' kavramı, ilk olarak 1800'lü yıllarda ABD'de ortaya çıktı. Baharın gelişiyle birlikte, kişilerde görülen yorgunluk, uykusuzluk, isteksizlik, enerji yoksunluğu gibi belirtilerle kendini gösteren durumdur."

AKILLI BİNALAR VE BÜYÜKŞEHİR DE YORGUNLUK DOZUNU ARTIRIYOR
Kışın soğuk, karanlık, daha kuru havasının yerini daha güneşli, nemli ve ılık havalara bıraktığını söyleyen Dr. Meltem Batmacı şöyle dedi: "Küresel bir değişim söz konusudur. Havadaki elektrik yükü artar ve bitkisel polenler de devreye girer, ısının artışı ile buharlaşma yükselir ve bu nem havayı daha da bunaltıcı yapar. Vücudumuz bu değişikliklere hemen adapte olamayabilir. Bu hava ve mevsim değişikliği insan biyoritmini olumsuz etkiliyor. Bunun dışında yaşadığımız yer, büyükşehir, hava kirliliği, rakım, çalışma koşullarımız, uzun çalışma saatleri, akıllı binalar, yeşil geniş parkların olmayışı, stresli ortam, trafik, ses ve hava kirliliği, stres atacak zaman ve koşulların olmayışı gibi çevresel ve kişisel nedenlerin her biri bu süreci daha da yorgun geçirmemize neden olur."

HER YORGUNLUK BAHAR YORGUNLUĞU MU?
'Her yorgunluk kesinlikle bahar yorgunluğu değildir' diyen Dr. Meltem Batmacı şunları söyledi: "Kişide ek objektif semptomların olması, örneğin çarpıntı, kilo kaybı, kilo artışı, giderek artan nefes darlığı, göğüs ağrısı, yorgunluğun çok uzun sürmesi gibi durumlarda başka yorgunluk sebepleri de mutlaka akla gelmelidir. Ancak bunu ayırt etmek aslında kısa vadede çok mümkün değildir. Kronik yorgunluk, bahar yorgunluğu, fizyolojik yorgunluk, organik bir hastalığa bağlı yorgunluk, psikiyatrik bir hastalığa bağlı yorgunluk olabilir."

AÇIK HAVADA YÜRÜYÜŞ YAPIN
DR. Meltem Batmacı, bahar yorgunluğundan nasıl korunmamız gerektiği konusunda da şu bilgileri paylaştı:
Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme çok önemlidir.
Yeteri miktarda mevsimin meyve ve sebzesinin tüketimi.
Kişisel ihtiyaca göre su tüketimi, eksiklik varsa vitamin takviyesi almak önemlidir.
Fazla karbonhidrat, hamur işi, ağır ve yağlı gıdalar ve fast food tüketiminden kaçınmak gerekir.
Alkol ve kafein tüketiminden kaçınmak gerekir.
Egzeriz rutini oluşturmak gerekir. Mümkünse her sabah aç karnına en az 5 dakika açık havada yürüyüş yapın. Yine günlük yarım saat açık hava yürüyüşünü rutininize oturtmaya çalışın.

SÜREKLİ UYKUM VAR
ÖZELLİKLE ilkbahar ve sonbaharın ilk aylarında görülen yorgunluğun nasıl anlaşılacağını ise Dr. Meltem Batmacı şöyle sıraladı: "Konsantrasyon bozukluğu, stres, ilgisizlik, isteksizlik, sürekli uyku isteği, enerji düşüklüğü, hafızada zayıflama, aşırı sinirlilik, baş ağrıları, hazımsızlık, midede yanma, karın şişkinliği gibi semptomlarla kendini belli eder."

GÜNEŞ IŞIĞINDAN FAYDALANIN
yku çok önemli. Karanlık, sessiz, dengeli ısınan bir odada uyunmalı.
Uyku öncesinde alkol, sigara, kafein tüketilmemeli.
Yine uyku öncesinde en az 1-2 saat telefon, tablet, televizyon gibi mavi ışık kaynaklarından uzak durulmalı.
Sigara kullanımından kaçınmak gerekli.
Güneş ışığından bol bol faydalamak, mümkünse birkaç gün şehir değiştirmek, kısa tatiller yapmak önerilebilir.
Editör: Haber Merkezi