Kazdağları ve Biga Yarımadası’nın zengin florasında kendine has yeri bulunan böğürtlen, halk arasında diken dutu, yabani üzüm ya da mora gibi isimlerle de biliniyor. Gülgiller (Rosaceae) ailesine ait olan böğürtlen (Rubus), genellikle 1 ila 2 metreye kadar büyüyebilen, dikenli sürgünlere sahip bir bitki olarak dere kenarları, ormanlık alanlar ve çalılıklarda yaygın olarak görülüyor.

Böğürtlen, yalnızca lezzetli meyvesiyle değil, aynı zamanda şifa kaynağı özellikleriyle de öne çıkıyor. Antik Çağlardan bu yana tıbbi amaçlarla kullanılan böğürtlenin yaprakları yaraların iyileşmesinde, meyvesi güçlenmek için, kökleri ise cilt bozukluklarında tercih edilmiştir. Ayrıca ishal, bronşit, boğaz ağrısı, hemoroit, diyabet ve cilt hastalıklarının tedavisinde de kullanıldığı biliniyor.

Modern beslenme açısından da son derece kıymetli bir yere sahip olan böğürtlen; düşük kalorili, yüksek lifli yapısı, C, K ve E vitaminleri ile folat bakımından zengin içeriğiyle bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri sayesinde sinir sistemini destekleyen, hafızayı güçlendiren böğürtlen aynı zamanda depresyona karşı da koruyucu etki sağlıyor. Böğürtlen çayı ise soğuk algınlığı ve boğaz ağrılarına karşı en çok tercih edilen doğal çözümler arasında yer alıyor.

Doğal güzellikleriyle “dünya cenneti” olarak anılan Kazdağları ve Biga Yarımadası’nın; florası, faunası, temiz havası, suları ve coğrafi zenginlikleriyle insanlığa hayat verdiğini belirten Orman Yüksek Mühendisi Mehmet Akkan, şu çağrıda bulundu:

Yerleşim yerleri yakınlarında orman yangını
Yerleşim yerleri yakınlarında orman yangını
İçeriği Görüntüle

“Doğa bize cömertçe sunduğu bereketiyle hayat veriyor. Bizler de bu güzelliklerin farkına vararak, doğayı koruyarak ve ekosistemdeki diğer canlıların haklarını gözeterek faydalanmalıyız. Unutmayalım: Kazdağları hayat verir, yaşatır ve yine hayat verir.”

Fa603D96 7386 4498 9F17 898308100Bee7734C1Cb Fd52 4817 9C02 63B2F4Cdfd7B8210B0C4 48B6 42B9 8446 231E8B8A8Fb3

Muhabir: Gökçe Akkoç