Balıkesir’in su politikaları, Çanakkale’deki üreticileri kuraklıkla karşı karşıya bıraktı. Biga’da binlerce dönümlük çeltik tarlası susuzluk nedeniyle kururken, çiftçiler verilen sözlerin tutulmadığını belirterek isyan etti. Güvemalan köyünde kuruyan tarlalarda basın açıklaması yapan Biga Ziraat Odası Başkanı M. Güray Ergün, “10 bin dönümü geçen çeltik arazimiz göz göre göre kurutuluyor, milli servetimiz heba ediliyor” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
BİGA’DA ÇELTİK TARLALARI KURUDU: “SÖZ VERİLEN SU VERİLMEDİ”
Biga Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı M. Güray Ergün, Güvemalan köyünde kuruyan çeltik tarlasında üreticilerle birlikte basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Ziraat Odası Genel Sekreteri Arif Ödül, üreticiler, tarlaları kuruyan çiftçiler ve basın mensupları katıldı. Başkan Güray Ergün, üreticilerin yaşadığı mağduriyeti dile getirerek, “10 bin dönümü geçen çeltik arazimiz göz göre göre kurutuluyor, milli servetimiz heba ediliyor” dedi.
“ÇELTİKLERİMİZ BİLEREK KURUTULUYOR”
Açıklamada, çeltik ekim döneminin başında çiftçilerden üretim beyanı istendiği, beyanların verilmesinin ardından suyun sağlanacağına dair söz verildiği hatırlatıldı. Ancak süreç içinde suyun kademeli olarak azaltıldığı ve bugün gelinen noktada ürünlerin susuzluktan kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.
Başkan Ergün, yetkililere seslenerek şunları söyledi: “Madem su verilmeyecekti neden bizden talep toplandı? Madem su kesilecekti neden ekim yaptırıldı? Madem su yoktu, neden milyonlarca lira su bedeli peşin olarak alındı? Çiftçilerimiz su kartlarına hâlâ dolum yapıyor ama kullanamıyor, çünkü ortada su yok. Bu kabul edilemez.”
“MİLLİ SERVET GÖZ GÖRE GÖRE YOK OLUYOR”
Çiftçiler, 2024 yılında devlet tarafından desteklenen %75 hibeli çeltik tohumlarının bu yıl ürün vermek yerine susuzluktan kuruduğunu dile getirdi. Açıklamada, geçen yıl yaşanan dolu felaketinin ardından bu kez de yetkililerin verdiği sözlerin tutulmamasının üreticiyi perişan ettiği ifade edildi.
BAŞKAN GÜRAY ERGÜN’DEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR
“BURADA SU OLMASI LAZIMDI, BAŞAKLAR KURUMAYA BAŞLADI”
Başkan Güray Ergün, basın açıklamasına şu sözlerle başladı: “Şu anda bulunduğumuz bölgede arazinin sular içerisinde olması lazımdı, gördüğünüz gibi hiçbir şekilde su yok ve başaklar kurumaya başladı. Bulunduğumuz bölge Güvemalan bölgesi ve Gönen Barajı'ndan su alıyordu. Beraberinde Tahirova pompacıyla bu bölgeye su basılıyor. Her sene bu şekilde arkadaşlarımız pompajlardan su alıp paralarını ödeyerek arazilerini suluyorlardı.”
“ÇELTİK TAAHHÜTE BAĞLI, AMA VERİLEN SÖZLER TUTULMADI”
Çeltiğin taahhüt ve izne bağlı bir ürün olduğunu hatırlatan Ergün, çiftçilerin mağdur edildiğini vurguladı: “2025 yılına geldiğimizde Mayıs ayında bu arkadaşlarımızdan hepsinden taahhüt alındı. Çünkü bilindiği gibi çeltik taahhütte bağlı, izne bağlı bir ürün. Çeltik Komisyonu tarafından izin veriliyor, sulama birliği de bu izne tabi olarak suyu temin ediyor.
Bu arkadaşlarımız da üretim taahhüdünü verip ürünlerini ekti. 2025 yılında Mayıs ayında yapılan iki toplantıda da çiftçilerimize sulama birliği tarafından sularının açılacağı beyan edildi. Ama geldiğimiz noktada şu anda bu arazilerde su yok. Taahhüt ettikleri şekilde hiçbir taahhütlerini yerine getirmeyip çiftçi arkadaşlarımızı mağdur durumda bırakıyorlar.”
“PARALAR ALINDI AMA SU VERİLMEDİ”
Çiftçilerin ödemelerini yaptığı halde sulama hakkından faydalanamadığını belirten Ergün, durumu şu ifadelerle açıkladı: “Çarşamba gününe kadar da çiftçilerimizden su paraları alındı, kartlarına yükleme yapıldı. Su kullanma taahhütlerinde bulundular ama hâlâ bu arazilere su verilmedi. Biz bu mağduriyetleri gidermeleri için Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (BASKİ) ve Devlet Su İşleri ile defalarca görüştük. Bu bölge ne olacak diye sorduk. İşin başında da bu üreticilere 10-12 milyon metreküp su verileceğini ifade ettiler.”
“FELAKET ÜSTÜNE FELAKET”
Başkan Ergün, üreticilerin 2024 yılında yaşadığı dolu felaketi sonrası 2025’te de susuzlukla karşı karşıya kaldığını belirtti:“2024 yılında bu bölge Ekim ayında dehşet bir şekilde dolu felaketi yaşadı. Çiftçilerimiz zaten mağdur oldu. 2025 yılına borçlu bir şekilde girdiler. Bu borçlarını ödeyebilmek için DSİ ve sulama birliği ile anlaşma yapıp ovaya su verileceğine inanarak ekim yaptılar. Devletimizin %75 hibeyle verdiği çeltik tohumları da yeşereceğine kuruyor. Devletimizin yardımı sonuç vermedi. Şunu sormak istiyorum: 2024 yılında Allah tarafından gelen bir felaketi yaşayan bu arkadaşlarımız, 2025 yılında kulları tarafından mı cezalandırılıyor?”
“EN AZINDAN DİĞER ÜRÜNLER KURTARILMALI”
Çiftçilerin sadece çeltik değil, mısır ve kapalı bahçeler için de suya ihtiyaç duyduğunu ifade eden Ergün, şu çağrıda bulundu: “Biga Ovası’nın bu şekilde cezalandırılması uygun değil. Bir an önce yetkililerin bu bölgeye, bu kurumuş olan araziler için olmasa bile en azından diğer arazileri kurtarmak için su vermesi gerekiyor. Buraya 2 milyon metreküplük bir su verildiğinde diğer taraftaki ürünler kurtulacaktır. Sadece çeltikten bahsetmiyoruz; mısır var, kapalı bahçeler var. İlk su verilmesi gereken bahçeler bile şu anda su alamıyor.”
“HEM PARAMIZ GİTTİ, HEM ÜRÜNÜMÜZ”
Başkan Ergün, çiftçinin hem maddi hem de üretim kaybı yaşadığını dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı: “Çiftçimizin su parası cebinden gitti ama suyu gelmedi. Attığınız taş bin tane kuş ürkütmedi. Bu iş ne anlama geliyor, biz anlayamıyoruz. Hem çiftçimizin parası gitti hem suyu gitti, ürün de alamıyor. Ben bir an önce yetkililerin BASKİ’nin ve Devlet Su İşleri’nin üreticilerimizin söylemlerine, haykırışlarına cevap vermesini bekliyorum. Milli servetimiz yok oluyor. On binlerce dönüm arazi şu anda su bekliyor. Bu bir hafta içinde su verilmediği takdirde bütün ürünler yok olup gidecek.”
“PARAMIZ ALINIYOR AMA SU YOK”
Basın açıklamasında söz alan çiftçilerden biri yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle dile getirdi:
“Biz bir hafta sonra su istemiyoruz. Eğer bize bu su verilmeyecekse neden bu ürünleri ektirdiler? Bunun cevabını istiyoruz. Bir hafta sonra su gelse bile iş işten geçmiş olacak. Sadece kendi köyümüzde 4.000 dönüm çeltik arazisi var, bunun 500 dönümü zaten kurudu gitti. Eğer birkaç gün içinde su verilmezse tamamı yok olacak. Çarşamba günü birliğe gidip para ödedik, su aldık ama su nerede? Yok. Bugün gitsek yine paramızı alacaklar ama suyu vermeyecekler. Paramız gidiyor, su yok. Bunun cevabını biz istiyoruz. Şu an bizimle hiç kimse ilgilenmiyor. Bütün gün arkadaşlarımızla kahvede oturuyoruz, psikolojimiz bozuldu. Gece suyu düşünüp yatıyoruz, sabah suyu düşünerek kalkıyoruz. Herkesin huzuru kaçtı. Eğer su verilmeyecekse açıkça söylensin: ‘Size su yok, biz sizi ölüme terk ettik.’ Desinler de bilelim. Kolay mı bu iş? Neden ektirdiler bize? Bunun cevabı verilsin. Şu an Güvemalan köyünde 4.000 dönüm çeltik var, bunun 500 dönümü kurudu. Bir iki gün içinde su verilmezse tamamı gidecek. Benim kendi arazimin %40’ı kurudu, birçok arkadaşımınki de aynı durumda. Bizim tek amacımız kalan yerleri kurtarmak.”
“60 GÜNLÜK SUYLA ÇELTİK OLMAZ”
Bir başka çiftçi ise geçen yıllara göre suyun çok geç verildiğini ve erken kesildiğini söyleyerek tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Bu su bize normalde geçen sene Nisan’ın 5’inde, 10’unda veriliyordu. Bu sene ‘su yok’ dediler, Mayıs’ın 20’sinde verdiler. Çeltik en az 120 günde yetişiyor. Ama bu sene bize 60 günlük su verdiler, ‘Ne yaparsanız yapın’ dediler. Onu bile düzgün vermediler. Benim 400 dönüm yerim var, hepsi kurudu bitti. 10 milyon liralık masrafım heba oldu.”
“TANKERLE SU TAŞIMAK ÇÖZÜM DEĞİL”
İlk sözü alan çiftçi, yaşadıkları çaresizliğe dikkat çekmek için Başkan’ın muhtarlara attığı mesajı da hatırlattı: “Başkanımızın muhtara attığı mesajda ‘Sayın muhtarlarım, tanker kiralayıp çeltiği yanmak üzere olan çiftçilerimize su taşısak faydası olur mu? Seyfi Çetin’in derin kuyusundan suyu alırız’ deniyor. Bu nedir? Biz Gönen’e gidip tankerle su taşıyıp çeltiği kurtarmaya mı çalışacağız? Bu bizim halimizle dalga geçmek değil mi? Bizim bölgemizde yeraltı suyumuz yok. Eğer en baştan ‘Size su vermeyeceğiz’ denseydi hiç ekmezdik. Zaten geçen yıl herkes yandı. Şimdi tankerle su taşımaya kalksak bunun 20-25 bin lira maliyeti var. Bu mümkün değil.”
“KURAKLIK ÜRÜNLERİMİZİ VE ÜRETİCİMİZİ VURUYOR”
Başkan Güray Ergün, Biga’da yaşanan kuraklığın etkilerini ve ürün kaybını şu sözlerle açıkladı:
“Geçen sene, 2024 yılında 100.000 ile 110.000 dönümlük arazi ekildi Biga’da. Bu sene kuraklıktan dolayı bir tane barajımız açılmadı. En büyük barajımız kapalı sistem; buradan bir %35’lik kayıp var. Kuraklığın vermiş olduğu bu kayıp bir de ürünü yetiştiremediğimiz için otla mücadelede üreticiye ekstra külfet getiriyor. Su yetişmeyince otla mücadele edemiyorsunuz; 10 liralık ilaç maliyeti 20 liraya çıkıyor. Bunlar hep ürünlerimizin düşüşüne sebep oluyor. Bugün geldiğimiz noktada %35’lik ekim eksikliği var ama %35’lik de verim eksikliği olacak. Bu ürünlerde bunları da göz önünde bulundurmak lazım. Bu bölge coğrafi işaret ile ünlü, lüks baldo dediğimiz uzun taneli çeltiği üretiyor. Bunu ithal etme şansınız yok. Bu ürün spesifik bir ürün; Biga ve Gönen bölgesi üretimi tüm Türkiye’ye dağıtılıyor. Bu kuraklık hissedildiği anda baldo çeşitleri raflarda yerini alamayacak, bunu ithalatla yerine koyma imkânımız yok. Mutfaktaki boşluk, hiçbir ürüne kapatılamadığı gibi, tencerelerde pilav olmadığı için de tüketiciler tarafından hissedilecek ve kalite düşecek. Devletimizin vermiş olduğu tohumlar şu anda kuruyor. Bu bölge özellikle tercih edildi, çünkü Gönen Barajı’nda kuraklık riski yoktu. Ama bu sene nasıl bir durumsa, nasıl bir kaos yaşandıysa, anlaşılır gibi değil. BASKİ ve Devlet Su İşleri suyu vermiyor; Devlet Su İşleri Tahirova pompasına su vermiyor. Böyle bir saçmalık olamaz.”
“ÇİFTÇİ İKİ YIL ÜST ÜSTE DARBE YEDİ”
Başkan Güray Ergün; “İki yıl üst üste darbe yiyen bir çiftçinin ayakta durması mümkün değil. Biz zaten ne kazanıyoruz ki? Arkadaşlarımızın lüks hayatları yok; ne tatilleri var, ne de çocuklarını özel okulda okutma imkanları. Biz Biga Ziraat Odası olarak bu arkadaşların yanındayız. Çünkü bu ürün taahhüde dayalı olarak, Çeltik Komisyonu’ndan alınan beyanla ekilen bir üründür. O beyanı onlar verdiyse, biz de tüm üreticilerimizin avukatıyla birlikte yanındayız.”
“KRİZ MASASIYLA GÜMÜŞÇAY VE TAŞOLUK KURTARILDI”
“Biz defalarca bu sürecin tek merkezden yönetilmesinin uygun olacağını söyledik. Nitekim Gümüşçay Ovası’nda ve Taşoluk Ovası’nda kapalı sistemle 1 Temmuz itibariyle su verildi ve bu bölgeler kurtarıldı. Bunun nedeni, tek bir merkezden yönetilmesi, fikir birliği sağlanması ve kriz masasının Kaymakam Bey’le birlikte oluşturulmasıydı. Defalarca toplantı yapılarak bu kriz aşıldı. Bugün sezonun sonuna gelinmesine rağmen Taşoluk Barajı hâlâ ayakta. Eğer kötü bir yönetim olsaydı, orada da %80 oranında çiftçimiz yanmış olacaktı.”
“DEVLET DEVLETLİĞİNİ, ÜRETİCİ ÜRETİCİLİĞİNİ YAPMALI”
“Devletin olduğu yerde devlet vardır. Devletin sözünün üstüne söz söylenmez. Burada ‘BASKİ söyledi, şu söyledi, bu söyledi’ diyerek sorumluluk dağıtılamaz. Devlet, devletliğini yapmak zorundadır; üretici de üreticiliğini yapmak zorundadır. Hep birlikte hareket alanı yaratılıp bu ürünlerin kurtarılması gerekiyordu.”
“ACİLEN FİKİR BİRLİĞİ VE SU TALEBİ”
“Ama geldiğimiz noktada, en azından bu arkadaşların bu sezonu tamamen kaybetmemesi için, zarar etmemesi için ivedi bir şekilde bir toplantı yapılmalı, fikir birliği sağlanmalı ve bu arazilere su verilmelidir. En azından altta kalan tarlalar kurtarılabilir. Biz Devlet Su İşleri’nden bunu talep ediyoruz.”
“TAAHHÜT OLMADAN ÇELTİK EKİLEMEZ”
Başkan Güray Ergün; “Bu ürün taahhütte dayalı bir üründür. İzin almadan bu ürünü ekemezsiniz. İzin alınmadan çeltik Türkiye'nin hiçbir yerinde ekilmez. Siz taahhüt alırsınız, suyu garantilerseniz ‘ben bu ürünü size ekeceğim’ diye Çeltik Komisyonuna taahhüt verirsiniz ve bu ürün öyle ekilir. Bu kafanıza göre ekilen bir ürün değil.
Peki, bu izni neden verdiniz o zaman?
Bu bölgedeki arkadaşlarımız Tahirova regülatörüne 20-25 milyon ceplerinden para verdiler. Peki bu paralar neyin parası biliyor musunuz? Ürettikleri buğdayın, ürettikleri arpanın parası.
Geçen seneden bu arkadaşların cebinde para yoktu. Buğday ve arpa parasını buraya getirip ödeme yaptılar. Öyle bir şey ki; parayı ödemeden su alamıyorsun.”
Açıklamanın ardından kuruyan çeltik tarlaları yerinde gezildi. Çiftçilerin durumu içler acısıydı; birçok tarla tamamen kurumuş durumda. Üreticiler, geriye kalan ekili alanların da aynı akıbeti yaşamaması için acilen su verilmesi gerektiğini dile getirildi.
Öte yandan Tahirova Pompaj Sulama Tesisi, 2017 yılında işletmeye açılmış olup sulama alanı brüt 4.890 hektar, net 4.401 hektardır. Su kaynağı Gönen-Yenice Barajı ve Gönen Ovası Sulama Tesisi’nden sağlanmakta; Gönen Çayı’na dökülen sular Ulukır Mahallesi Güvercinli Köprü mevkiinde bulunan regülatörde toplanarak, 5.000 Kw kurulu güce sahip 4 adet dikey milli pompa ile 40 metreden regülasyon havuzuna basılmaktadır. Buradan da tamamı borulu kapalı sistem olan şebekeye su verilerek sulama yapılmaktadır.
Birliğin görev alanı; Çanakkale ili Biga ilçesine bağlı Koruoba, Sinekçi, Bozlar, Gerlengeç, Güvemalan ve Kepekli köyleri, Balıkesir ili Gönen ilçesine bağlı Çifteçeşmeler, Gebeçınar, Ulukır, Turplu, Kınalar, Ayvalıdere ve Havutça mahalleleri ile Balıkesir ili Bandırma ilçesine bağlı Misakça Mahallesi olmak üzere toplam 12 yerleşim birimini kapsamaktadır.