16 Ağustos 2025 günü saat 16.28’de Gelibolu İlçesi Tayfun ve Cumalı köyleri arasında açık arazide başlayan yangın, şiddetli rüzgârın etkisiyle kısa sürede büyüyerek ormanlık alanlara sıçradı. Yüksek hava sıcaklığı, düşük nem ve sert rüzgâr nedeniyle yangın riski en üst seviyedeydi.
Orman Yüksek Mühendisi Mehmet Akkan, yangınla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Bakanlık ve Valilik tarafından gerekli uyarılar yapılmıştı. Ancak dikkatsiz bir insanın ihmali felakete dönüştü; ormanlar, köyler, doğa ve yaşam etkilendi. Ateşimiz felaketimiz oldu.”
“Üç Gündür Yangın Sahasındayım”
Yangının başladığı andan itibaren üç gündür sahada olduğunu belirten Akkan, Orman Genel Müdürlüğü ekipleri, destek veren kurumlar ve gönüllülerle birlikte büyük bir mücadele verdiklerini söyledi. Yangın, yapılan yoğun müdahale sonucu kontrol altına alındı.
Yangının ilerleyiş yönüne giderek Yolağzı Köyü’nde önlemler aldıklarını anlatan Akkan, rüzgârın taşıdığı kıvılcımların yüzlerce metre öteye düşerek otları tutuşturduğunu, bu tür ateşlere “spot” dendiğini belirtti. Yüzlerce spot ateşi kürek, toprak, su ve şaplaklarla söndürerek köyü, hayvanları, hasat edilmiş ürünleri ve makineleri kurtardıklarını ifade etti.
Yardım İsteyen Çoban Köpeği “Cesur”
Yangın sırasında yaşanan en dikkat çekici olaylardan biri, yardım ister gibi gelen bir çoban köpeği oldu. Mehmet Akkan, o anı şöyle anlattı:
“Bu felaket anında yanıma gelen çoban köpeği, ayağını ayağıma koyarak bakışları ve sesiyle adeta felaketi anlatmıştı.”
Yangın kontrol altına alındıktan üç gün sonra Akkan, bu kez köpekle yeniden karşılaştı. “Cesur” ismini verdiği köpek, ailesi ve koruduğu keçi sürüsüyle birlikteydi.
Akkan, kumanyasını Cesur ve arkadaşlarıyla paylaştı, onlarla sohbet etti, hatta şapkasını bile paylaştı. Cesur’u yeniden sürüsünün yanına gönderdi, çünkü bölgede kurtların olduğunu ve zaman zaman keçi çaldıklarını öğrendi.
“Ateşimiz Felaketimiz Olur”
Akkan, yangın felaketiyle ilgili şu uyarıda bulundu:
“Elimizle yaktığımız ateşi, gözyaşlarımız söndüremez. Ateşimiz felaketimiz olur. Her şey elimizde.”
