Sokaklar güvensiz. Ortalık her yaştan çeteleşmiş insanlarla dolu.
Sokaklar güvensiz. Ortalık her yaştan çeteleşmiş insanlarla dolu. Kim kimi niçin öldürüyor belli değil. Ülke kadın mezbahanesine dönmüş. Her gün en az iki kadın katlediliyor. Bu arada düğünlerde derneklerde, asker uğurlamalarında… vs canını kaybedenler hiç de az sayılmaz.
Çocukların da ortak edilerek, çoğaltılan ve yıkıcı bir şekilde dışarı vurulan öfke selleri…
Güzel ülkemin yoksul ve güzel insanları; içimizde birbirimizi yerken ülkemiz üzerine oynanan oyunların farkında mısınız?!
Bakın anlatmaya çalışayım: Bundan 25 veya 30 yıl önce ABD’li bir kadın bakan “Ortadoğu’daki haritalar değişecek.” Dedi. Bu değişimin adına da BOP dediler. Biz de büyük bir hevesle projenin eşbaşkanlığına soyunduk. Proje tıkır tıkır işliyor. Örnek mi! Irak, Suriye, Libya… vs bu ülkelere ne oldu dersiniz?
Kimilerinin hayallerini büyük Ermenistan, kimilerininkini de büyük Kürdistan süslerken; adım adım büyük İsrail kurulmaya çalışılıyor. Böylece de yollardaki engeller teker teker kaldırılıyor.
Sizce sıra kimde dersiniz?
Sağduyunuza ve aklınıza güveniyorum. Yanıtını biliyorsunuzdur.
Bütün bunlar gözünüzün önünde cereyan ederken, Türkiye Cumhuriyeti de herkesin kendi hesabını yaptığı olayların içine girmiş.
Kimilerine göre bu yapılanlar hukuksuzluk.
Kimilerine göre de hukukun üstünlüğü. Sizce hangisi acaba?
Bu karmaşa içerisinde dilimizden düşürmediğimiz demokrasimiz bir türlü kendine yer bulamıyor. “Benim gibi düşünüyorsan demokratsın. Hayır benim gibi düşünmüyorsan demokrat olamazsın. Hatta kanı bozuksun. Derhal kan tahlili yaptırmalısın.” Gelin hep birlikte şu yanılgılarımızı süsleyip süsleyip insanların önüne sürmekten vazgeçelim.
Deli deli akan ırmaklar misali koşarak gittiğimiz yerin zehirli bir okyanus olduğunu görelim artık.
Yıllardır bize musallat olan şu müzmin hastalıktan bir türlü kendimizi kurtaramıyoruz. Müflis tüccarlar gibi eski defterleri karıştırıp karıştırıp incir çekirdeğini doldurmayacak sorunlar ile kendimizi meşgul ediyoruz.
Demokrat olmak hem zordur, hem de çok kolaydır.
Zordur, egonu yenmen gerekir. Dediğim dedik çaldığım düdük anlayışından vazgeçmen gerekiyor.
Kolaydır, demokrasilerde anayasal kurumlar vardır. Yasama Yürütme ve Yargı. bunların arasında güç dengesi korunmalıdır. Eğer bu denge birinin lehine bozulacak olursa; o demokrasi hep güçlü olanın hanesi kazanç olarak yazılmaktan öte gidemez.
Demokrasiyi böyle anlamıyorsanız ya da anlıyor ama kabul etmiyorsanız siz asla demokrat olamazsınız.