Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi'nde düzenlenen törende konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever, Naşit Özcan'ın Türk tiyatrosunun en iyi oyuncularından biri olduğunu belirterek, "Naşit, sahnede ışığı olan birisiydi. Ama daha önemlisi o, bu ışığı sahnenin dışında da taşıyan bir sanatçıydı. Tiyatromuz çok iyi bir oyuncuyu ve neferini kaybetti. Naşit Özcan, sadece iyi bir oyuncu değil, usta bir oyuncu koçuydu. O, kalbimizde hep sevgiyle yaşayacak." dedi.
Naşit Özcan'ın eski eşi Elif Göklü, sahnede konuşmanın kendisi için çok güç olduğunu ifade ederek, "Buraya beni tek bir güç çıkartabilirdi. Bugün, Naşit'in gücüyle buradayım. 12 Nisan 2000'de annem bu sahneye benden habersiz bir oyun bileti almıştı. Anneme kızmıştım ama meğer o gün benim hayatımın dönüm noktasıymış. Çünkü o gün Naşit'i tanıdım. İyi ki annem o gün o bileti almış. Onunla her şeyi yaşadık ve hiçbir pişmanlığım yok. Naşit Özcan devri, sahnede kapanmış olabilir ama oğlu Ahmet Naşit Özcan ve torunu Demir Naşit Özcan'la ismi hep devam edecek." diye konuştu.
"Naşit Özcan, çok iyi bir tiyatro adamıdır"
Oyuncu Bora Seçkin de usta sanatçıyla son zamanlarında yakın bir arkadaşlığı olduğunu vurgulayarak, "Naşit Özcan, çok iyi bir tiyatro adamıdır. Bana birçok defa hocalık yaptı. Seçici bir insandı. Onunla sahnede çok eğleniyorduk. O, bizlere epik oyunculuğu öğretti." şeklinde konuştu. Cenaze törenlerinde konuşmanın çok zor olduğu belirten oyuncu Emin And, "İyi ki tiyatro oyuncusu olmuşum ve onu tanımışım. Onunla oyunlarda beraber oynadık ve aynı sahneyi paylaştık. Bir oyuncu olmak akrabadan öte bir durumdur. Orada her şeyi paylaşırsınız. Naşit Özcan'ı hiç unutmayacağız." ifadelerini kullandı.
Oyuncu Hüseyin Köroğlu, Naşit Özcan'la bir çok oyunda birlikte oynadıklarını belirterek, "Naşit'le 'Kafes Arkası' oyununda tanıştık ve o günden itibaren bir çok oyunda birlikte olduk, geçmişi içimizde hissederek hesapsız bir şekilde yaşadık. Naşit Özcan'ın sedası burada, tiyatroda yaşamaya devam edecek." diye konuştu.
Oyuncu Bensu Orhunöz, çok büyük bir ustayı kaybettiklerine dikkati çekerek, "Onu tanıdığımda 19 yaşındaydım. Birlikte birçok defa aynı sahneyi paylaştık. O bana çok şey öğretti. Birbirimizi çok sevdik. Ona bizi bu kadar erken terk ettiği için çok kızgınım." dedi.
Naşit Özcan'ı erken bir yaşta yitirdiklerini vurgulayan oyuncu Ertan Kılıç, "Buradan ustalarımıza seslenmek istiyorum. Lütfen kendinize iyi bakın çünkü 68 yaş böyle bir aktör için çok erken. Bizim sizlere ihtiyacımız var. Onunla son oyununda birlikte oynadık. Bu benim için taşıması çok büyük bir yük." görüşünü paylaştı.
İstanbul'da 1957'de dünyaya gelen ve henüz çocuk yaştayken tiyatro sahnesine adım atan Özcan, 1971'de Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nda sahnelenen "Ben Çalmadım" adlı çocuk oyunuyla ilk kez izleyici karşısına çıktı. Profesyonel tiyatro hayatı ise 1977'de Akbank Çocuk Tiyatrosu'nda başladı. Babası Selim Naşit Özcan tarafından Nejat Uygur'un tiyatrosuna emanet edilen Özcan, burada sahne deneyimi kazandı.
Naşit Özcan, 1979-1980 arasında Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nun kurslarında tiyatro eğitimi aldıktan sonra, 1983-1984 yıllarında Şan Müzikholü sahnelerinde izleyiciyle buluştu, 1988'de İBB Şehir Tiyatroları kadrosuna katıldı.
Sanat hayatındaki katkılarıyla 2010'da 30. İsmail Dümbüllü Ödülü'ne değer görülen Özcan, sahne dışında televizyon dizileri, sinema filmleri ve reklam projelerinde de yer aldı.