Gözlerim kaydediyordu her anı, kulaklarım işittiklerinden bir tek kalıcı gerçeklik ararken, hayal üstün kalıyordu işittiklerinin yanında...

Zaman suçlu olsun yine, bu kadar çabuk devirdiği için dakikaları ya da bilinmedik tüm hikayeler tanıdık kılıflara bürünsün. İşittiklerim gördüğüm hayallerin sesine dönüşsün.

An be an kalıcı olacak zamanları seçip tüm yaşama yansıtayım; istediğim bu. Biraz kendine yabancı olup gerçekliğin taşlarını hayallerin süzgecinden elemek. Çok kılıf diktim yaşama, bahar gibi değişken ruh hallerine uymak için. Kaderi sabitlenmek istedim bildiklerimle. Çok veya az, tartışılmaz ki yaptıklarım, ölçüsü hatıraların kalıcılığında gizliyken. Herkes anlamasın istedim yaşadıklarımdan pay çıkartırken, kendimde kalanları sayısız hatıraya paylaştırdım.

Bana ait olanlarda bile benden uzak silüetler var, bir zaman sonra anlamanın girdabında hissizleşen düşünceler. Okudum zihnimden geçenleri anlamaya çalışmadan, çözüldü dilim yazdı kalemim öylesine içten.

Bana göre düz başkalarına göre devrik, gözlere yerleşen fikirlerin bekçiliğini yapacak zaman yok, bir bir düşüyor takvimlerden günler. Korktuğum düşen takvim sayfaları değil de yitirilen hatıralar, anlaşılmadan kaydedilen benlikler. Bin türlü kılıf diktim zihnime bir gördüğüme hapsoldu düşünceler işte o zaman ufkuma doğru bir yolculuğun zamansız biletini cebimi koyup yazdım bildiklerimi, okudum gördüklerimi. Bol gelen hayallere dar gelen kalıplar çıkarıp gerçekliğin çarpıklığını gözlemlerken sisli gökten yön bulup mükemmelliğin acımasız gözlüğünü çıkardım gözümden.

Hayallerime öyle bir kılıf buldum ki ne gerçekliğe dost ne benliğe. Arada kalmış sessiz düşüncelerden bir başlık açmayı düşündüm, bir isim bulamadım sonunda bir kılıf uydurdum...