Biga’nın doğayla iç içe yaşayan isimlerinden, deneyimli mantar avcısı Kamuran Arslan, doğanın sarı mücevheri olarak bilinen Kazayağı Mantarı hakkında dikkat çekici bilgiler paylaştı. Yaz ortasından sonbahar başına kadar çam, meşe ve kayın ağaçlarının gölgesinde kendini gösteren bu değerli mantar, hem görünümüyle hem de aromasıyla doğa tutkunlarının gözdesi olmaya aday.

KAZAYAĞI MANTARI'NIN AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLERİ:

Renk: Gençken altın sarısı, portakal sarısı veya canlı sarı tonlarında olan şapkası, yaşlandıkça solar.

Şekil: İlk başta kubbemsi olan şapka, zamanla huni biçimine dönüşerek kenarlarında estetik bir dalgalanma oluşturur.

Damar Yapısı: Alt yüzeyinde klasik mantar lamelleri yerine, şapkadan sap kısmına doğru inen kalın, çatallı damarlar bulunur.

Trafikte A'dan Z'ye Ceza Dönemi: Yeni Düzenlemeler Yolda!
Trafikte A'dan Z'ye Ceza Dönemi: Yeni Düzenlemeler Yolda!
İçeriği Görüntüle

Koku ve Tat: Kayısıyı andıran hoş meyvemsi kokusu ve rahatsız etmeyen lezzetiyle dikkat çeker.

Yapı: Kalın, sağlam ve genellikle şapkayla bütünleşik sapı; beyazımsı ya da soluk sarı etiyle birleştiğinde, doğada kolayca ayırt edilebilecek özel bir tür oluşturur.

Kamuran Arslan, mantar meraklılarına şu uyarıda bulunuyor: “Kazayağı Mantarı doğada bulunması kolay olmayan ama doğru zamanda doğru yerlerde bakıldığında karşınıza çıkabilecek nadide bir türdür. Ancak her mantar gibi, doğada topladığınız türleri yemeden önce mutlaka uzman görüşü alın!”

Kazayağı Mantarı, yalnızca lezzetiyle değil, ormanların ekosistemine sağladığı katkıyla da doğanın bize sunduğu eşsiz hediyelerden biri. Doğayla iç içe vakit geçirmek, nefes almak ve bu altın sarısı güzelliği keşfetmek isteyenler için Biga ormanları bir davet niteliğinde.

Muhabir: Tolunay Sürücü