Hafızanın tecrübe île adeta ihtisas peyda ettiği görülmektedir. Hafıza, zekanın en büyük sermayesidir.

Tatbik edilmeyen tecrübeler, malumat yığınından başka bir şey değildir.
İntiba ne kadar şiddetli dursa, hafıza o kadar kuvvetli olur. Mesela heyecanla öğrendiklerimizi unutamayız.
Hıfz, dikkat ve alakanın gücü derecesinde kuvvetli olur. Bir şeyi ne kadar dikkatle ve alakayla telakki ödersek, bellememiz ihtimali o kadar çok olur. Çok defa kolayca öğrenilen şeyler çabuk unutulur.
Sarf edilen gayret, fikirde bir çok bağların vücuda gelmesine sebep olur.
Hafızada fasılalı tekrar, fasılasız tekrardan daha faydalıdır. Çünkü zihin, fasılalar esnasında şuursuz bir surette o mevzu hakkında faaliyette bulunur.
İyi bir hafızanın bazı vasıfları: a) Kolaylık ve çabukluk, yani az zamanda ve fazla zahmet çekmeksizin bir mevzuu anlama kabiliyeti. b) Sağlamlık; yani uzun zaman değişmemesi. c) Kavrayış, yanı hafızanın mümkün' olduğu kadar fazla şeyleri muhafaza etme kabiliyeti. Ezberleme ya aynen ya mealen olur. Aynen ezberlemeyi ihtiyat etmemeli. Bir şeyin hülasasını bellemek itiyadını kazanmalıdır.
Zihnen çalışan insanlar yalnız arzu ettikleri şeyleri hatırda tutmaya muvaffak olurlar.
Biz dikkatimize mevzuumuzu tekrarlamak suretiyle.büyük mikyasta hakim olabiliriz. İdrak ne kadar gayretle yapılmış ise, hıfz etme o nispette kuvvetli olur. Sarf edilen gayret, fikirler arasında bağların meydana gelmesine sebep olur.
İdrak zamanı ne kadar uzarsa, bellemek ihtimali o kadar ziyadedir.
İntiba ne kadar tekerrür ederse, hafıza o nispette emniyetli olur. Birkaç defa görülen veya okunan eser, diğerlerinden daha ziyade hatırlanır, intiba ne kadar vazıh ve berrak olursa, onu bellemek ve unutmamak imkanı o derece artar. -Açık yazılmış makale, vazıh söylenen konferans gibi
Bir intiba, hasselerimizden ne kadar fazlasını alakadar ederse, hafıza o nispette emniyetli olur. Bir defa yazmak, birkaç defa okumaya muadildir.
Bir intiba, ne kadar fazla tedaî uyandırırsa, o nispette iyi hıfz ve hatırlama olur. Telâhuk-u efkar (fikirlerin birleşmesi) neticesinde zihin inkişaf eder.
Mahfuzatımız (ezberimizdekiler) zihnimizin sermayesidir. Hafızasında sermaye olmayan bir zeka, faydalı bir halde işleyemez.
Anlayarak ve dimağen hazmederek ezberlemeli.
Aynen ezber, lisanda terakki ve inkişaf için faydalıdır.
Mealen ezber muhakeme kabiliyetim inkişaf ettirir.
Hafıza fikirlerin tedaîsine tabidir. Muhtelif hadiseler ne kadar muhtelif suret ve tarzlarda düşünülürse, o nispette kolay hıfz olunurlar Hafıza alakaya tabidir.
Hafızaya hakim olan, alakadır.
Bir şeyi ezberledikten sonra vakit vakit tekrarlar yapmak zarureti vardır.
Evvelce idrak edilmiş olan şeylerin zihinde teşekkülü temsilî muhayyiledir. Hatıraları maziden şimdiye getirir.
Vücuda getirici muhayyile, zihnin evvelce idrak ettiği şekillerden tamamen ayrı olarak yeni terkipler husule getirmek hususundaki kabiliyetidir. Vücuda getirici muhayyilenin amil ve sebepleri şunlardır: a) Fikrî amiller b) Hîssî amiller c) Gayr-î şuurî amiller.
İnsan sahip olduğu bilgiler arasında ne kadar fazla tahlil ve terkip ameliyesi yapmışsa, muhayyilesinin vücuda getirici kabiliyeti o derece artar.
Zihinde hayaller ne kadar kuvvetli ve çok olursa muhayyile unsurları o kadar bol ve sağlam demektir. Bunun için, bellenen şeylerin Kuranî hakikatler gibi açık ve sağlam olması, hem hafıza, hem muhayyile için çok faydalıdır.