Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 137 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada ara karar açıklandı.

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen davanın 2. duruşmasında, yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, tutuklu sanıklar otelin Genel Müdürü Emir Aras, Yönetim Kurulu Üyeleri Elif Aras ve Ceyda Hacıkebiroğlu ile İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun'un telefonlarının imaj kayıtlarının alınmasını talep etti.
Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanıkların HTS ve baz kayıtlarının alındığını, dijital materyallerde çelişkilerin sanık ve tanıklara sorulduğunu belirterek, talebin reddine karar verilmesini istedi.

Ara karar kuran heyet, mahkemece arama, el koyma kararı verilmesi, tespit edilen telefonlara ilişkin imaj kayıtlarının alınması nedeniyle talebi reddetti.

Bigalı uzmandan uyarı: Zehirlenmeyin!
Bigalı uzmandan uyarı: Zehirlenmeyin!
İçeriği Görüntüle

Ardından görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, celse arasında mahkemeye sunduğu 21 sayfalık esas hakkındaki mütalaasını okudu.

Otel sahibi Halit Ergül, otelin Genel Müdürü Emir Aras, Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir ve otelin Muhasebe Müdürü Kadir Özdemir hakkında 78 kez "olası kastla öldürme" suçundan 1950'şer yıla, "olası kastla kasten yaralama" ve "olası kastla nitelikli mala zarar verme" suçlarından 178 yıl 582'şer aya kadar hapis cezası isteyen cumhuriyet savcısı, Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener ve İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun için aynı suçlardan 1950'şer yıl ile 176 yıl 570'şer aya kadar, itfaiye eri İrfan Acar için ise 1950 yıl ile 172 yıl 546 aya kadar hapis cezası talep etti.

Cumhuriyet savcısı, şirket Yönetim Kurulu Üyeleri Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras, Otel Müdürü Zeki Yılmaz, muhasebe görevlileri Cemal Özer ve Mehmet Salun, teknik personel Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer, Bayram Ütkü, mutfak personeli Faysal Yaver ve Reşat Bölük, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ve Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ve İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen için "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis talebinde bulundu.

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ile eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep eden cumhuriyet savcısı, tutuksuz sanık mutfak görevlisi Enver Öztürk'ün beraatini istedi.

Savcı, tutuklu sanıkların bu halleri ile tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol hükümlerin devamını, muhasebe personeli Mehmet Salun, LPG tesisatı bakım görevlisi Doğan Aydın ile iş güvenliği uzmanları Ece Kayacan ve Kübra Demir'in tutuklanmasını talep etti.

1 sanık tutuklandı
Esas hakkındaki mütalaaya karşı söz verilen tutuklu sanık otel sahibi Halit Ergül, "Bir şey söylemiyorum. Zararı gidermek isterim." dedi.

Tutuklu sanık otelin Genel Müdürü Emir Aras, "Öngörerek ve ne olursa olsun diyerek orada kalmam mümkün değil. Kusurum oranında zararı gidermek istiyorum." ifadesini kullandı.

Tutuklu sanık şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Elif Aras, "Bu mahkeme salonunda amacım kimseyi kırmak değil. Yaptığım veya yapmadığım hiçbir şeyin bu acı olaya neden olmadığını düşündüğüm için tahliyemi talep ediyorum." beyanında bulundu.

Aras, beyanı sırasında ağlamaya başlayınca bazı müştekiler tepki gösterdi.

Tutuklu sanık şirket Yönetim Kurulu Üyesi Ceyda Hacıbekiroğlu, "Mahkeme salonundaki hakaret ve aşağılayıcı söylemler sebebiyle duygu ve düşüncelerimi rahatça ifade edemiyorum. Tahliyemi ve zararı karşılamak istiyorum." ifadesini kullandı.

Tutuklu sanık şirket Yönetim Kurulu Üyesi Emine Murtezaoğlu Ergül, "Diyecek bir şeyim yok. Gözümdeki doğuştan gelen engel nedeniyle şirkette çalışmadım. Tahliyemi talep ediyorum. Zararı karşılamak isterim." dedi.

Otel Müdürü Zeki Yılmaz, Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir, teknik personel Hüseyin Özer, Muhasebe Müdürü Kadir Özdemir, beraat ve tahliye talebinde bulundu.

Muhasebe personeli Cemal Özer, yangında odada mahsur kaldığını, mağdurlardan birisi olduğunu, itfaiye sepetiyle kurtulduğunu söyleyerek, tahliyesini ve beraatini talep etti.

Teknik personel şefi Tahsin Pekcan, Gazelle Otel'de görev yaptığını savunarak, "Emir Aras'ın talimatıyla iki kez Grand Kartal Otel'e çıktım. Biri kameralar, diğeri kaynak işleridir. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum." dedi.

LPG bakım görevlisi Muharrem Şen, bahsi geçen otelde 2022'de sadece 40 dakika bulunduğunu belirterek, tahliyesini istedi.

Eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel, yangından önce görev yaptığı bir olay nedeniyle sanki görevdeymiş gibi muamele gördüğünü söyleyerek, tahliyesini ve beraatini talep etti.

İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, olayla ilgisinin olmadığını savunarak, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, görevinin kanun ve yönetmeliklerle belli olduğunu belirterek, "Herhalde bulunduğum makam nedeniyle buradayım. Kurban edildiğimi düşünüyorum. Görevlerimi tam ve zamanında yaptım. 8 aydır tutukluyum, tutukluluğumun sebebini anlayamadım. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum." savunmasını yaptı.

İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan, mütalaadaki suçlamaları kabul etmediğini ifade ederek, tahliyesini talep etti.

İtfaiye eri İrfan Acar, itfaiye eri olarak işini yaptığını dile getirerek, "Bugün asıl sorumlular yargılanıyorsa işimi düzgün yaptığım sayesindedir. Tahliyemi talep ediyorum." beyanında bulundu.

İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun, mütalaada aleyhe olan hususları kabul etmediklerini ifade ederek, tahliyesini istedi.

Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, suçlamaları kabul etmediğini kaydederek, tahliye talebinde bulundu.

Tutuklanmaları talep edilen LPG tesisatı bakım görevlisi Doğan Aydın beraatini, iş güvenliği uzmanı Ece Kayacan tutuklama talebinin reddini, iş güvenliği uzmanı Kübra Demir tutuklama talebinin reddini ve beraatini, muhasebe personeli Mehmet Salun da tutuklama talebinin reddini istedi.

Tutuksuz sanıklar da esas hakkındaki mütalaaya karşı süre talebinde bulundu.

Sanık müdafileri, mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak için süre, müvekkillerinin tahliyelerini ve "konutu terk etmeme" şeklindeki adli kontrolün kaldırılmasını talep etti.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, muhasebe personeli Mehmet Salun'un tutuklanmasına ve diğer tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına, bazı sanıklar yönünden "konutu terk etmeme" şeklindeki ve diğer adli kontrol hükümlerinin devamı ile zararı gidermek istediğini beyan eden sanıklara 15 gün süre verilmesini kararlaştırdı.

Duruşma, taraflara esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için süre verilerek, 27 Ekim'e ertelendi.

Yakınlarını kaybedenler davaya ilişkin açıklama yaptı
Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu'nda görülen davanın 2. duruşmasında ara kararın açıklanmasının ardından, yangında oğlu Mert, gelini Duygu, torunları Doğa ve Mavi Doğan'ı kaybeden Uğurtan Doğan, gazetecilere, hayatını kaybeden 78 canın hepsinin çok değerli olduğunu söyledi.

Doğan, bu davadan istedikleri gibi bir kararın çıkacağı konusunda umutlu olduklarını belirterek, "Burada 78 canımız geri gelmeyecek ancak en azından yüreğimize su serpecek. Ama ondan da önemlisi, Türkiye'de emsal olabilecek bir kararın çıkmasını umuyoruz, bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Bu davanın, işletmeler ve kamu kurumlarının kendilerine çekidüzen vermesi açısından da önemli olduğunu dile getiren Doğan, "Bu arada Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla ilgili henüz bir dava birleşmesi söz konusu olmadı. Onlarla ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Onları da umutla bekliyoruz. Sorumluların mutlaka ve mutlaka adil şekilde yargılanıp gereken en ağır cezayla cezalandırılmasını bekliyoruz." diye konuştu.

Yangında eşi Ceren ve kızı Lalin Doğan'ı kaybeden Rıfat Doğan ise yangında yakınlarını kaybedenlerin, büyük bir aile olduğunu söyledi.

Ara kararda tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına hükmedilmesinin önemli olduğunu belirten Doğan, "Daha da önemlisi, yeni giren deliller ışığında ve daha sanık sandalyesine oturmamış diğer sanıkların gelmesiyle mütalaanın değişeceğine veya hakim heyetinin kesinlikle doğru karar vereceğine eminiz. Adaletin yerini bulacağına eminiz. Bu karar sadece içimize su serpecektir." dedi.

Doğan, ömürlerinin sonuna kadar 78 can için mücadelelerine devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Yangında oğlu Ömür Kotan'ı kaybeden Zeynep Kotan da celse arasında mahkemeye sunulan mütalaanın "eksik" olduğunu düşündüklerini söyleyerek, "Mütalaada daha önce iddianamede 'olası kast'la yargılanması istenen 13 sanık, 7 sanığa düşmüş durumda. Dosyaya yeni giren deliller var ve bu olası kastla yargılanan sanıkların lehine herhangi bir gelişme yok. Dolayısıyla buna zaten itiraz ediyoruz." diye konuştu.

Kotan, ikinci eksikliğin ise ilgili kurum ve kuruluşların yetkilileri hakkında dava açılmamış olması olduğu görüşünü dile getirerek, "Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı gibi bilirkişi raporunda birinci dereceden etkili bulunan kurum ve kuruluşlarının buraya ait sorumlularının dosyaya dahil edilmemiş olması. Bunu çok ciddiyetle takip ediyoruz. Bir an önce dosyaların birleştirilmesi gerektiğini, adil yargılama yapılması için bunun şart olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaynak: ANADOLU AJANSI