Çanakkale’nin can damarı Atikhisar Barajı ve onu besleyen Değirmendere Havzası, bugün geri dönülmez bir tehlikenin eşiğinde. İYİ Parti Çanakkale İl Genel Meclisi Üyesi Murat Çağlayan, yaptığı çarpıcı açıklamalarla, bölgedeki madencilik faaliyetlerine karşı kamuoyunu ve yetkilileri uyardı.
Çağlayan, “Facia ben geliyorum diyor!” sözleriyle başladığı açıklamasında, yeni çıkan İklim Değişikliği Yasası ve Maden Yasası sonrası harekete geçen şirketlerin doğaya karşı büyük bir tahribat başlatmak üzere olduğunu belirtti.
BARAJI ÇAMUR YIĞININA ÇEVİRECEKLER
Murat Çağlayan, geçmişte halkın karşı çıkması sonucu durdurulan maden projesinin yeniden gündeme geldiğini belirtti. Bu kez şirket, çıkarılacak milyonlarca ton cevher kayaçlarını Eskişehir ve Bergama’daki tesislere taşıyarak orada siyanürle işleyeceğini belirtiyor.
Ancak esas tehdit, bu süreçte bölgede yapılacak derin kazılar ve göletçikler. Şiddetli yağışlar sırasında bu göletçiklerde biriken çamur yığınları, araçlardan yükselen toz bulutlarıyla birleşerek barajı dolduracak. Çağlayan, “Bu faaliyetler başladıktan sonra en geç beş yıl içinde Atikhisar Barajı çamur yığınına dönüşecek,” diyerek uyarıyor.
KURAKLIK YETMEDİ, ŞİMDİ SIRA DERELERDE Mİ?
Barajı besleyen dereler ve yeraltı suları da büyük tehlike altında. Zaten kuraklıkla boğuşan bölge, bu müdahalelerle birlikte tamamen susuz kalma riskiyle karşı karşıya. Çağlayan, “Derelerin akışı kesilecek, barajı besleyen tüm kaynaklar yok olacak,” dedi.
Bu sadece ekolojik bir felaket değil; aynı zamanda bölgedeki tarım ve hayvancılığın sonu, ve binlerce kişinin göç etmek zorunda kalması anlamına geliyor.
204 BİN KİŞİ SUSUZ KALABİLİR
Atikhisar Barajı devre dışı kalırsa, bugün Çanakkale’de yaşayan yaklaşık 204.000 kişi susuz kalacak. Alternatif olarak gösterilen Bayramiç ve Umurbey barajları, ne kapasite ne de su kalitesi açısından çözüm olamıyor.
Umurbey Barajı, hem küçük kapasiteye sahip hem de istikrarsız su rezervleriyle güven vermiyor.
Bayramiç Barajı ise pestisit kirliliği nedeniyle içme suyu olarak kullanılamayacak durumda.
GELECEK 50 YIL: SUSUZ VE KÜLTÜRSÜZ BİR ÇANAKKALE Mİ?
Resmi projeksiyonlara göre önümüzdeki 50 yıl içinde Çanakkale il merkezi nüfusunun 500 bin kişiye ulaşması bekleniyor. Çağlayan, bu nedenle Atikhisar Barajı'nın daha da önemli hale geleceğini belirterek, “Bu değeri, gözünü para hırsı bürümüş birkaç kişiye kurban etmemeliyiz,” dedi.
Ve ekliyor:
“1- Zorunlu göçler olur.
2- Ekolojik yıkım olur.
3- Kırsalın yüz yıllarca biriktirip oluşturduğu kültürü ortadan kaldırırsınız...”
"DOĞAYI KORUMAK, GELECEĞİ KURTARMAKTIR"
Atikhisar Barajı ve havzası sadece bir su kaynağı değil, bölgenin yaşamı, doğası ve geleceğidir. Bu havza, binlerce insanın içme suyunu karşılayan, tarımı destekleyen, ekosistemi zenginleştiren hayati bir alandır. Bugün karşı karşıya olduğu madencilik tehdidi ise yalnızca toprakta bir kazı değil; bir yaşamın tamamen silinmesi anlamına gelmektedir.
“Havzanın yok olması, geri dönüşü olmayan sonuçlar doğuracak, sadece bugünü değil, gelecek kuşakları da etkileyecektir.”
İYİ PARTİ’DEN NET UYARI: ATİKHİSAR’A YAPILAN İHANET, ÇANAKKALE’YE YAPILMIŞTIR
Çağlayan açıklamasında, iktidara ve ilgili tüm yetkililere açık bir çağrıda bulundu:
“Atikhisar, Çanakkale’nin suyudur.Suyu riske atmayın. Havzayı yok etmek, tüm bölgeyi susuz bırakmaktır. Atikhisar’a yapılan ihanet, Çanakkale’ye yapılmış bir ihanettir.”
“KAZDAĞLARI MİLLİ PARK OLARAK KORUNMALI”
Ayrıca Murat Çağlayan, Kazdağları’nın Balıkesir tarafının zaten milli park ilan edildiğini, benzer tehditlerin önüne geçmek için Çanakkale tarafının da milli park ilan edilmesi gerektiğini vurguladı.
SON ÇAĞRI: “UYKUDAN UYANIN VE SUYUNUZA SAHİP ÇIKIN!”
Çağlayan’ın açıklaması şu çarpıcı cümlelerle son buldu:“Buradan Çanakkale’ye ve herkese sesleniyoruz:Atikhisar’ı korumak zorundayız. Facia ben geliyorum diyor!Uykudan uyanın ve suyunuza sahip çıkın.”